Cumartesi, Temmuz 10, 2010

UZAK ADA’M

İstanbul’a gelenlerin haydarpaşada inme klişesi vardır ya, oooo ne büyük şeher derler, korkarlar ya da cem yılmazın esprisini yaptığı gibi sen mi büyüksün ben mü büyüğüm görücez bakalım diye meydan okurlar, ben sana okuyum bak meydanı: Haydarpaşadan üsküdara varan sahil yolunda 3 büyük viraj vardır, her virajda istanbul biraz daha açılır sana, biraz daha büyür, ilk, açık deniz ve bakırköy sahili uzaktan, ikincisi, eski kent, saray ve beşiktaşa doğru, üçüncü, Allahın hakkı; Boğaz, ki bir koy sanırısın, oysa bir koy bin al, yolunda başın gider, pardon döner, taaa karadenize kadar ki şu an benim bulunduğum yer. Haydarpaşadaki o, bu ne büyük şeher diyen saf vatandaş, bu yoldan gelse bir, büyük değil sadece, büyüyen bir kent görür ve büyüklüğün önemli olmadığını, devamlı büyümedikçe küçük kalındığını anlar, da kendini yutacağından işte o zaman korkar esas, çünkü kimse istanbul kadar büyüyemez, hem muhteşem, hem kurdeşen. İşte sen haydarpaşayı gördün daha henüz sadece arkadaş…

Hayatının adamı

Hem, hayatının adamı, senin sevdiğin kadar sevmeyince seni, hayatının adamı olmaktan çıkabilir mi? Sen benim hayatımın adamısın ama ben senin hayatının kadını değilim! Ne saçma. Bazı durumlarda belki iki tarafın sevgileri de hemen hemen eşittir, ama birçok durumda iki sevgilinin ortak yanları ikisinin de birini, içlerinden birini sevmesi değil midir; sen beni, ben de beni, ne güzel, birbirimize bakmak değil aynı yöne bakmak, bana… Ben senin hayatının baş köşesine oturuyorsam hem, sen ancak benim kucağıma oturabilirsin…(Romandan)

Sarımsaklasak da mı saklasak

-Yusuf Bey geçen gün sarımsağı ne kadar sevdiğini anlatıyordu, yemek yaparken mutlaka katar, ellerimdeki sarımsak kokusunu çok severim, diyordu ağzı da kokuyor, o fark etmiyor. Anlattığı müşteri eşiniz-sevgiliniz ne diyor bu işe dedi, biraz da asılıyordu, bir şey demiyor dedi, anlamadı Yusuf Bey, kadının asıldığını anlamadığı gibi, ki anlasa da önemsemez, ağzı sarımsak kokan bir erkeğin eleştirilebilir olduğunu da anlamıyor, demeyeyim, bilmiyor, hiç bilmemiş, anlasa, sevgilim de seviyor derdi her halde, sevgilim beni sever...

-Sevgilim yok niye demedi.

-Konu bu değildi ki... Ağzı sarımsak kokuyor diye doğru insanı eleyen biri oldunuz mu bilmem ama sanırım sarımsak kokusuna rağmen doğru insanı seçebilecek birisiniz, ama sonra şikayet etmeye başlıyorsunuz. Alışana kadar siz de bir sarımsak atabilirsiniz ağzınıza, katılabilirsiniz sarımsağa, ve öpmek istediğiniz o ağza. Ama neye alışana kadar? Eşinizin ağzındaki sarımsak kokusuna değil sarımsak kokusunun kendisine. Sarımsağın gerçekten güzel bir kokusu olduğuna... İnsan sevmeye sarımsaktan başlamalı...