Cuma, Ağustos 30, 2013

TANIŞMALAR, YENİDEN TANIŞMALAR

 
1.
Kırmızı koltukta oturuyorduk. TV yoktu. Müzik seti TV yerindeydi. Çalarken ona bakılırdı.
          -Ne güzel sözler di mi?
          -Benim İngilizcem pek yeterli değil.
          -Sana çevireyim.
          Böylece o güzel sözler sarkıcının bize söylediği değil, benim ona söylediğim sözler oldu.
          -Doğru çevirmedin ama güzel çevirdin.
 
2.
Olimpos. Bikinili. Eli çenesinde. Dirseği masada. Yazmamı izliyor. Sıcak. Bir an dirseği kayıyor masadan, düşe yazıyor:
-Ay noolur bunu yazmayın, valla bi daha yapmam, boşluğuma geldi…
 
4.
-Öğlen ne yiyeceksin?
-Bilmem, sen?
-Bilmem.
-Anlaştık.
 
5.
Merhaba birbirimizi tanıyormuş gibi yapalım mı, dediğinde yanıma oturmuştu bile.
 
6.
-Güzel bir bayanla tanışmak için mazeret bulma tatlısından sizde var mı?
-Maalesef. Yok.
-Boş gününüzde çıkalım var mı?
-Hayır.
-Gece?
-Üzgünüm.
-Herhalde bir sevgiliniz vardır?
-Yeni bitti.
-Peki ne kaldı?
-Sadece menüdekiler.
-Bir şarap rica edeyim o zaman, kan kırmızı!
 
7.
-Ben başka birine aşık olmuşum onun elinden tutmuşum sonra seni görüyorum yanına geliyorum aşık olduğum kişi buna izin vermiyor. Ben de ona kızıyorum o sevdiğim adamdı şu an bana ihtiyacı var yanına gidicem diyorum. Ama o kötü hissediyor, sımsıkı sarılıyorum ona gelecem korkma diyorum sonra senin yanına geliyorum. Gerçek gibiydi rüya değildi sanki.
-Sen beni aldatmış oluyor musun şimdi?
 
9.
Göz doktorunun odasından çıktı, bana bir an dikkatli dikkatli baktı, çantasına bir şeyler koyup dönüp tekrar dikkatli dikkatli baktı. Yerine oturdu. Sekretere nasıl olmuş diye sordu. Sonra kalktı sekreterin yanına gitti. Döndü yanıma geldi, bana doğru eğilerek, nasıl sizce dedi. İki ayrı renkte lens takmış, onları gösteriyor. Eğilmeyin ben kalkayım dedim. Ayakta yüzlerimiz birbirine yaklaştı. Uzunca bir süre öyle dikkatlice birbirimize baktık. Bilmem ki, dedim. Karar veremedim. Sonra bir tanesini beğenir gibi oldu. Sekreter kız sizin seçtiğiniz çok göze batacak bir renk değil, ne renk seçenler var, dedi. Ben de destekledim, evet sizinkiler göze batmıyor. Sizinkiler çok batıyor, dedi. Sonra alalacele toparlanıp çıktı.