Cumartesi, Mayıs 24, 2008

İnsanım

(Romandan)

Benim insanım kendi kendine yetebilen, güçlü bir insanken, insanlarınki kendilerini güçlü hissettiren bir insandı.

Ben kendi tahtını bulmuş ya da onu yaratmış bir kraliçe ararken, insanlar hizmetkar arıyordu.
Kendine güveni tam, güçlü bir hizmetkar.

Ben bana ihtiyacı olmayacak birinin beni sevmesini aşk olarak tanımlıyordum,
kadın ise kendisine tapacak birisini,
kendini el üstünde tutacak birisini,
zaaflarına hatta karşıdakine karşı işlediği günahlara rağmen onun dizinin dibinden ayrılmayacak birisini sevmeyi aşk olarak niteliyordu.

Kadın kendi değerini görecek ama bu arada kusurlarını görmeyecek kişiyi âşık olarak tanımlar,
yanılgılarına rağmen onu sevmesini isterken aşığından,
ben ancak en büyük yanılgımı ortaya çıkaran kişiye âşık olabilirdim.

İnsanın ilişkileri birbirini kayıran dostlar,
düşmana karşı birleşen müttefikler arasında geçerken
benimki düşmana âşık olmayı asla dışlamıyordu.

Tolstoy’un Anna Karenina’sındaki Arkadyeviç’in
“Bütün insanlar, hepimiz günahkarız, ne diye kızalım birbirimize, ne diye kavga edelim?”
mantığına sahip insanların arasında ben Milan Kundera’nın Şaka’daki mantığına sahiptim:
“Her biri kendi alçaklığını bir ötekinde gördüğü için,
birbiriyle kardeşçe geçinen insanlar kadar beni tiksindiren hiçbir şey olamaz.”

Pazartesi, Mayıs 19, 2008

Parasensus

-Bütün gün içtim.... hâlâ devam ediyorum... Neden biliyor musun... Yani bir dolu başka nedeni de bulunabilir tabii hayatımda ama, iş buldum, pazartesi başlıyorum... Sakın sevinme... Evet para kazanacağım, ama sakın sevinme...
-Ne kadar para kazanacaksın... Sorabilir miyim...
-Sordun ya: Birmilyaryediyüzellimilyonpara...
-İyiymiş...
-Ne vereceğimi sormadın..
-Kötü mü iş?
-Evet. Dokuzdan altıya çalışıyorsun...

Pazar, Mayıs 11, 2008

Roman'ın doruğu

Tanrım neden muhtaç bıraktın beni bu insanlara:
Hani her zaman üstünde olacaktım onların:
Neden güdük yazarlar gibi bir hayat dramına çektin beni:
Senden asla büyük yazar olmayı dilemedim:
Hayatımı bana geri ver:
Hayatımı geri istiyorum:
Kibirli mi davrandım:
Sen de onlara katılıyor musun, beni kibirlilikle eleştirenlere:
Yaşadığımın yarısı kadar kibirli olduğumu sen de mi göremiyorsun:
Bunu da mı kibir olarak değerlendireceksin:
Söyle bana:
Neye ihanet ettim:
Söyle:
Yoksa sen bana ihanet etmiş olursun:
Eyüp gibi mi yapacaksın beni? Her şeyimi elimden alıp sana boyun eğmemi mi bekleyeceksin:
Çok beklersin:
Bindiğin dalı kesiyorsun:
Sen olmasan ben olmazdım, kabul, ama ben olmasam da seni kimse bilmezdi:
Daha kötüsü:
İyi bilmezdi:
Kim savunurdu seni:
İyi seni, bu kötü insanlara:
Ne Tolstoy ne Nietzche:
Seni anlatamaz insanlara:
Ben anlatabilirim:
Arkamda olmaya devam et:
Sana ulaşacağımdan mı korkuyorsun yoksa:
Babil kulesini yapanlara ettiğin gibi kendimle anlaştığım dilimi mi karıştırıyorsun:
İnsanlarla anlaştığım, beni sevmelerine alıştığım ruh dilimi mi karıştırıyorsun:
Bunu yapma:
Sen bu değilsin:
Sen nasıl insanı, beni aşağılarsın:
Bunu yapamayacağını yazdığım için?:
Otur:
Otur artık:
Gücünü kötüye kullanma:
Seni uyarıyorum:
Benim kafamdaki hayat tasarımının dışına çıkarsan kendini yalanlamış olursun:
O kutsal oldukları söylenen kitaplardaki acımasız Tanrıya dönersin:
Gafillik etme:
Yaşamımdan çek elini:
Bana meydan okuma:
Kısa Çöp’deki ressam gibi davranmama neden olma:
Yenilirsin:
Vaktim yok seninle uğraşacak; seni tasarladığım gibi kal:
İnsanlarla uğraşmaya dönmeme izin ver:
Bırak geçeyim:
Beni çarmıha gerdirme:
Sana tapmayacağım; otoriteni kabul etmeyeceğim:
Bana verdiğin aklımın otoritesinden başka otoriteyi dinlemeyeceğim:
Beni ne sandın:
Ben senin bildiğin peygamberlerden değilim:

Çarşamba, Mayıs 07, 2008

MaviMelek

http://www.mavimelek.com/absurtuk_metinler.htm


Not: Çocukken -o kadar da değil- bebekken, "mavi"ye "vavi" dermişim. O zamanlardan belliymiş.

İnanbayıldı

Yazar İnan Çetin Absürtük Metinler'i beğendiğini söyledi.

O zaman:

İmambayıldı'dan daha iyi yemek: İnanbayıldı

Şşşşt, siz siz olun!

Hangi devlet adamıydı:
"Siz savaşla ilgili olmayabilirsiniz, ama savaş sizle ilgilidir."

Benzer ama daha olumlu bir mantıkla:

"Siz yazarla ilgili olmayabilirsiniz, ama yazar sizle ilgilidir."

Cumartesi, Mayıs 03, 2008

Bastıracağım Romanımdan Bölümler (bilmem kaç)

Onu kalabalık caddede önümde ya da yanımda tutmuyor da gelmesini bekliyordum sadece biraz arkamdan... Arkaya dönmeden hafif bir baş çevirişiyle omzumun üstünden arkamı yoklayarak. Yavaş yavaş oldu her şey, plansızdı. Daha fazla gerimde kalmaya başladığında, artık geriye bakmamaya, ancak koşup da yanıma geldiğinde görmeye başladım, belki bacaklarım da yürüyüş hızımı artırıyordu. Tramvay yolunun karşısına geçiyordum onu beklemeden, sanki yalnız yürüyormuşum gibi. Giderek yetişmesi zorlaşıyordu. Sonra daha fazla hızlanmaya başladım, kendi yürüyüş tempoma doğru, giderek... Arkamda olduğunu tahmin edebilirdim artık sadece, arkamdan endişeyle baktığını, bana yetişmeye çalıştığını... Sonra tamamen kendi yürüyüş hızıma ulaştım. Kendimi daha iyi hissetmeye başladım. İpimi koparmıştım artık ve yürüyüp gittim. Hiçbir şey söylememiş, bağırmaya kalkmamıştı arkamdan... Böyle ayrıldık. O gece... Pürüzsüzdü...