Pazartesi, Şubat 08, 2010

Kadın Aldatması Manifestosu

Eleştirdiğim yazının tamamı burada: http://taraf.com.tr/makale/9896.htm

Ben dikkatimi çeken kısımları alıntılayacağım.

“Filmde, Jane’in keyfinin en yerinde olduğu vakitler, iki erkek arasında henüz bir karar veremediği, kesin bir tercih yapamadığı dönem.

Yani hiç birine tam anlamıyla bağlanmadığı zaman dilimi.

Demek ki her zaman buna dikkat edeceksin. İlişkilerini, çok bağlanmadan yaşayacaksın, her an bir başkasını seçmeye hazır gibi.

Sadakatin kendi duygularına olacak, (…)”

Yıllarca erkeklerin kadınlar arasında karar vermeden (ve keyifleri yerinde), bağlanmadan, hep başkasını seçmeye hazır, yani sadece kendi duygularına sadık yaşayışlarını anlamaya çalışmadan hep sadakatsizlikle suçlayan kadınlar şimdi şimdi düşünmeye başlıyorlar kendine sadakat kavramını; ama onu da yine erkeklerin değil kadının kendine sadakati olarak!

Acaba erkekleri bugüne kadar yanlış, fazla ya da gereksiz suçlamış olabilir miyiz muhasebesi yok!

Bayan yazardan devam: “Yılların ‘susuzluğu’, adeta genlerine işlemiş o yoksunluk, birdenbire maruz kaldıkları bolluk karşısında erkeklerde bir tür “davranış bozukluğu” olarak gösterdi kendini.”

Gülüyorum…

Bu yakıştırmalara gerçekten de gülüyorum… Çünkü cümlenin doğrusu rahatlıkla şu da olabilir, ve günümüzü daha iyi açıklar: “Yılların ‘susuzluğu’, adeta genlerine işlemiş o yoksunluk, birdenbire maruz kaldıkları bolluk karşısında KADINLARDA bir tür “davranış bozukluğu” olarak gösterdi kendini.


“Hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak fakat mutlaka yeni değerler, yeni bir ahlak anlayışı alacak yerini. Böylesi daha hayırlı olacak belki de; ikiyüzlü kurallar kalkacak.”

Önce bir kadın ikiyüzlülüğü döneminden geçeceğiz, görüldüğü gibi geçiyoruz…


“Gelecekte, hâlâ sadakati öğrenememişse erkekler, sanıyorum kadınlar da mutsuz olmamak için farklı arayışlara girecekler.”

Gülüyorum!

Erkeklerde sadakatsizlik denen o “şey” kadınlarda olunca adı, “farklı arayışlar”… Ve kadınların haklı nedeni de var, “mutsuz olmamak için”!


“O durumda her kadın, yaşamında ihtiyaç duyduğu iki veya üç tip erkeğe yer verecek. Kendilerini seven, güvenilir, sadık, kafaca anlaştıkları, coşkuyu yaşadıkları...”

Nasıl bir kadın aldatması manifestosu cümlesi di mi…

Erkeklerin hakkı olmayan şeyler, kadınlar yapınca nasıl bir hak olarak sunulabiliyor!

Hem de artık erkekler aldatmıyor dikkat ettiyseniz, sadıklar!!!

Yani yıllardır şikayet ettikleri şeyi ortadan kaldırmaktan değil, erkeklerin yerine kendileri o şikayet ettikleri şeyin coşkusunu yaşamaktan söz ediyorlar…

Gülüyorum…

Tersine dünya diye bir film vardı, erkekler kadın kadınlar erkek mekanlarında, yer değiştiriyorlardı bir çeşit. Çok güzel diye düşünmüş, nasıl bir dünya kurmuş bakalım diye merak etmiş, ama biraz bakınca seyretmemiştim; bir dünya kurulmamıştı, sadece espri yapıyordu film: Küfreden, orasını kaşıyan, yere tüküren vs bir erkek yerine hoş bir bayanı o halde görmek komikti sadece…

Şu ise çok zekice komik: Dikkat edin de tahtıma ben ordayken oturmayın, demişti bir gösterisinde Cem Yılmaz; yerine geçmek isteyen acemiler için.



“Kadınlar için önemli olan yalnızca tensellik, sayı ve çeşitlilik olmadığından, bu kaliteleri taşıyan partnerlerle ve fakat birini diğerinden saklamadan bağlantılarını sürdürecekler.”

Birini diğerinden saklamadan…

Yazar hanımefendinin ne önerdiğinin farkında olduğunu sanmıyorum!

Gülüyorum…

Kadınlar yaparsa daha ahlaklı yaparlar demeye getiriyor sayın yazar…

Hadi yapın bakalım, ahlaklı yapabiliyor musunuz!

Yapamazsanız:

Bence kadınlar erkek aldatmasına, onu kendileri deneyimledikten sonra, bir daha bakmalılar. Uzaktan bakamadılar, anlayamadılar bunca yıl. Bunu bir hastalık gibi görürsen ilacını bulmaya çalışırsın; bunu erkelerin doğal hali diye düşünürsen suçlamazsın, bir ırkı doğallığından dolayı suçlayamazsın. Şu anki durum olabilecek en kötü durum bence: Siz yaparsanız biz de yaparız!!! Uyuşturucu baronlarını yakalamak için çeteye sızıp uyuşturucu bağımlısı olan bir polisin hikayesi gibi (RUSH idi sanırım filmin adı.) Bu kötü dönemin sonunda akıl sağlığını koruyabilmiş kadın kalırsa, erkeklerden sıkı bir özür dilemelerini bekliyorum.

Kadınların erkeklerden özrü.

Ve kadınların hemcinslerinden özrü: Cinsel özgürlüğü savunan, yani aldatma diye bir şeye inanmayan kadınları hariç tutacağız tabi ki, ama günümüzde erkekler yaptığı için biz de yaparız diyen (postmodern mi demeli) kadınlar, erkekler için hemcinslerinin yıllardır yaptıkları eleştiriye ihanetten fazlasını yapmıyor.