Pazar, Temmuz 27, 2008

Dance me to the end of love: Aşkın sonuna (kadar) dans

Aşk zekayı yenmektir diyordu bir yazar...
Aklıma geldi, iyi oturdu:
“Hocam suyun üzerinde yürümeyi becerebiliyorum” der öğrenci...
“Peki bundan vazgeçmeyi başarabilecek misin.” diye sormaz ustası...

Aşk zekayı yenmektir, lafına söyleyeceğiniz hazır olsun, kandırılmayın:
Zekayı yenmek için önce zeki olmayı başarmak gerekir...
Ondan sonra yenersiniz zekanızı, yenebilirseniz, ve gerekliyse bu...

“Aşk zekayı yenmektir”!!!

Ne aşkı tanıyan ne de zeki olan birisinin söylediği açık bir cümle, tabii benim için, aşk ile akıl arasında seçim yapmak, anne ile baba arasında seçim yapmak gibidir diyen benim gibi bir yazar için...

Ya sizin için... Siz nerdesiniz...

Aşkta zeki davranamadığı için palavra bir fikri bilinçsizce yazıp, yazar olarak tanındığı için de yayılmasına neden olup tehlike oluşturabilecek insanlara inanmayın, hatta aralarınızdan bazılarına güvenelim lütfen: Onlara sus diyebilin...

Aşk, bir kadını-erkeği sevmekle başlamaz... Olgunlaşıldığında (zeka geliştiğinde) bir kadını-erkeği sevmekle sonucuna ulaşır... Ondan öncesini beceremeyenler için ne aşktan ne de zekadan söz etmeli...

Bence boşverin aşkı, insanoğlu-kızı aşık olabilme kapasitesinden giderek uzaklaşıyor...

Şimdi TV’de biri, kurşunun midendeki acısını hayal etmeye çalış, diye tehdit etti ağzından laf almak istediği birini...

Günümüz insanlığını böyle tehdit edebilmek gerek...

Önce, zekadan yoksun ilişkiler yaşadığından etrafa mide ve kalp acısı salmaya meraklı serseri mayınları kendi içlerinde patlatmalı...

Yaşlı doğmak

“Yine de ben hayatımı boşa yaşanmış saymıyorum, yeniden dünyaya gelsem aynı şeyleri yaşarım.”

Yeniden doğmaya ne gerek var, aynı şeyler yaşanacaksa...

Bazı insanların yeniden doğması ne kadar faydasız...

Bence bu insanların doğması da faydasızdı...

Yaşlı doğmuşlardı çünkü...


(Hazırlanan kitaptan bölüm)

Salı, Temmuz 08, 2008

Öffffke!

Nihat Genç:

"Psikyatristler insanın doğal neşesine manik, sinirli haline de agresif diye tanımlar koydular. Bunlar benim gülüp geçtiğim şeylerdir. Bütün dünya duygularını haplarla düzenlerken ben kelimelerle ve içimden gelen öfkeyle düzenliyorum."