Salı, Haziran 26, 2007

İş hikayesi!

“Ömrümüzün halihazırdaki bölümlenişi bize sanki sonsuza kadar değişmezmiş gibi gelmektedir, çünkü emekliliğin ve hafta sonu tatilinin ne kadar yeni düzenlemeler olduğu unutulmuştur. İngiltere dünyanın en güçlü sanayi ülkesidir diye İngiliz Haftası’nı taklit eden bütün dünya, bunun bir modadan başka bir şey olmadığını ve modaların değişebileceğini hatırlayabilir. Emeklilik süresi insanın meslek hayatının sonuna yekpare bir parça olarak sıkıştırılmak zorunda değildir. (…) Fransızlar 1971'den beri becerilerini geliştirmek yeni beceriler kazanmak veya sırf ufuklarını genişletmek üzere işlerinden bir yıl izin alma hakkına yasal olarak kavuşmuşlardır; ama bu haktan yararlanmayı talep eden pek az kişi vardır.”

İnsanlığın Mahrem Tarihi. Teodor Zeldin. Ayrıntı Yayınları.

6 yorum:

coco dedi ki...

o hakkı ben de talep ediyorum.
nasıl elde edebilirim acaba?

Murat Sohtorik dedi ki...

Bunu talep eden insanın dinini değiştirmesi gerekebilir coco: Aynı kitaptan: “Bugüne kadar karamsarlığa karşı tasarlanmış en gelişkin çözüm tüketim toplumudur. Ama karamsarlığı, ayrıca can sıkıntısını ortadan kaldırmaya bu da yetmemiştir. Bunun nedeninin tüketim toplumunun hala çok genç olmasıdır. Bugünkü kitlesel tüketim toplumu ancak 18. yüzyılda İngiltere’de şekillenmeye başlamıştır. O güne kadar tutumluluk kanunları geçerliydi. Sanayi devriminin fabrikalarda kadınları ve çocukları çalıştırmaya başlayarak insanlara ucuz mallar ve bunları satın alacak parayı sağlamasından, cebinde harcayacak parası olan iki üç hatta dört maaşlı aileyi yaratmasından önce tutumluluk herkesin diniydi.”

coco dedi ki...

al sana bir paradox daha: cebimdeki paranın bana getireceğini sandığım özgürlüğü elde etmek için bana o parayı sağlayan "iş"in kölesi durumuna düşüyorum. dahası, bu kölelikten elde edebileceğim tavizler için savaşmaya başlıyorum. benim dinim nedir bu durumda?

Murat Sohtorik dedi ki...

Ücretli olmak aktif kişi olmaktan tamamen yoksun bırakılmak demektir. Bu kişi etkinliğinin sonucundan ve ürününden, zamanını kullanmaktan, çalışmasının amaçlarını ve içeriklerini belirlemekten mahrum bırakılır.

Gerçekten de çalışma talebinde bulunmak aynı zamanda sömürülme talebinde bulunmaktır.

(…)Bu toplum mutsuz olmayan, iş talep etmeyen, ve yalnızca geçici bir süre için bile olsa bir işinin olmasını çalışmaktan alıkonulmak ve bir yoksunluk olarak yaşamayan işsizlerin varlığını kabul etmeyi reddediyor.

Yaşadığımız Sefalet
Andre Gorz
Ayrıntı Yayınları

coco dedi ki...

çalışmak, aktif olmak, başarı, işsizlik, üretmek, para kazanmak... kime göre, neye göre? seçmene izin vermeyen bir toplum, sosyal yaşamda ya da ekonomik alanda ya da işte...

kardankadın dedi ki...

''sevmek içmek ve tembellik dışında tembellik yapalım herşeyde''