1
“Oedipus'un, babasına rastlayıp onu öldürdüğü yola değil de bir başka yola girmesini arzuluyoruz. Benzer şekilde, Hamlet'i okurken, sefil amcasını öldürdükten ve annesine tekmeyi atıp onu Danimarka'dan kovduktan sonra öyle hoş bir çocuğun neden Ophelia ile evlenmediğini ve onunla mutlu olamadığım merak ediyoruz. Heathcliff neden aşağılanırken biraz daha tahammül göstermedi, neden Catherine ile evlenip saygın bir taşra beyefendisi olarak yaşamayı bekleyemedi, Prens Andrey neden ölümcül hastalığından kurtulamadı ve Nataşa ile evlenemedi? Neden eğitimini tamamlamak ve saygın bir mesleği uygulamak dururken Raskolnikov'un aklında yaşlı bir kadım öldürmek gibi marazi bir fikir var? Gregor Samsa bir böceğe dönüşürken neden güzel bir prenses çıkagelmez, onu öpmez ve Prag'daki en yakışıklı erkeğe dönüştürmez?
Prensipte, bütün bunların gerçekleşmesini sağlayabiliriz. Tek yapacağımız, Oedipus'u, Hamlet'i, Uğultulu Tepeler'i, Harp ve Sulh'u, Suç ve Ceza'yı, Dönüşüm'ü yeniden yazmaktır. Ama bunu gerçekten istiyor muyuz?
Ne kadar istemesek de, Hamlet, Robert Jordan ve Prens Andrey'in öldüğünü -biz okurken neyi arzulasak ya da umut etsek de, her şeyin çizilen yolda ve değişmemek üzere gerçekleştiğini- öğrenmenin verdiği yıkım, Kader'in elini hissettirdiği için ürpertir bizi. Ahab'ın Beyaz Balina'yı yakalayıp yakalayamayacağını bilemeyeceğimizi fark ederiz. Moby Dick'ten alınacak ders, Balina'nın nereye isterse oraya gideceğidir. Büyük tragedyaların zorlayıcı yapısı, kahramanlarının feci bir kaderin önünden kaçmak yerine -kendi elleriyle kazdıkları- uçuruma atlamalarından kaynaklanmaktadır, çünkü kendilerini neyin beklediğini bilmezler; biz onların körlemesine nereye yöneldiklerini biliriz ama onları durduramayız.
Böyle bir sorun, göründüğü kadar tuhaf değildir. Lütfen bunu ciddiye almaya çalışın. Oedipus, Sofokles'in dünyasını kavrayamaz, kavrayabilseydi kalkıp annesiyle evlenmezdi. Kurmaca karakterler eksik -ya da kurnazlık edip yanlış ve daha kaba bir sözcük kullanmak istersek- sakat bir dünyada yaşarlar.
Ama onların kaderlerini gerçekten anladığımızda, bugünün vatandaşları olarak bizler de çoğu kez kaderimizle karşı karşıya geldiğimizden kuşkulanmaya başlarız, bunun nedeni kurmaca karakterler kendi dünyaları için ne düşünüyorlarsa bizim de kendi dünyamız için aynı şekilde düşünmemizdir. Başarılı kurmaca karakterler bu yüzden "gerçek" insani durumun kusursuz örnekleri olurlar.”
2
"Sokrates", der duruşmayı terk ederken, "sanırım sen, insanlardan sağlıksız söz etmeye çok heveslisin. Dinleyecek olursan sana tavsiyem, dikkatli ol. Kötü bir sonuca ulaşmak iyi bir sonuca ulaşmaktan her yerde daha kolaydır, üstelik bu, burada Atina'da daha da geçerlidir. Ama bunu senin de zaten bildiğini sanıyorum"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder