Bir terapist ile hastasının görüş birliğine varmaları önemlidir, görüş yanlış bile olsa! (Adam Philips?? Engin Geçtan??)
Asla katılmadığım bir görüş, ama neden böyle bir düşünce olduğunu da kimseye soramadım, okuduklarımda da cevabını bulamadım…
Irvin Yalom’un Divan’ında da şöyle bir benzeri vardır: “Terapide amacın her konuda doğruyu söylemek olduğu da nereden çıktı! Amaç, yegane amaç daima hasta yararına hareket etmektir.”
Görüş yanlış bile olsa görüş birliğine varmaya çalışmak… Her konuda doğruyu söylemeseniz de daima hasta yararına hareket etmek…
Böyle bir durumu sağlayabilmek için kim özveride bulunur? Tabii ki terapist… Yani hasta için bir sorun yok, o hem görüş birliğine vardıklarını düşündüğü için hem de vardıkları görüşün yanlış olabileceğini, ya da kendine doğrunun söylenmediğini düşünmediği için mutlu… Yani daha usta daha bilgili olana göre değil daha az usta ve bilgili olana göre kuruluyor denge… Daha az usta ve daha az bilgili olanı rahatlatmak için...
Günlük hayatımızda da erkeklerin rahatlatmak için kadınlara uyguladığı bir taktik gibi bu… Tabii burada daha bilgili ya da daha akıllı gibi sıfatlar yok. Ama rahatlatılmak istenen bir taraf var kesinlikle, kadınlar… İzninizle ben bu rahatlatılmayı tavlamak olarak adlandıracağım, çünkü bir terapist yukarıdaki kurala uyuyorsa belki benim henüz anlamadığım bir nedenle yapıyordur bunu, bir tıp adamı sonuçta, reçetelerini okuyamasak bile o reçetedeki talimatları uygularız, yani bir hastaya yalan söylemek bazen geçerli nedenlere dayanabilir sanıyorum… Ama günlük hayatımızda kadın ve erkek gibi “eşit” iki insan söz konusuysa yalan söylemek hangi geçerli nedene dayanır?
Diye sorduğumda o adlandırmaya varıyorum işte, vardım: Tavlamak…
Bir terapist ve hastası ile benzer yanları erkek ve kadının; erkeğin, aynen terapistin uyduğu kurala uymak üzere kodlanmış olması: Görüş birliği kuralı… Kural “kadınları senle görüş birliğine vardırmaya çalış” olarak işlemeyeceği için de, şöyle işliyor: “Kadınlarla görüş birliğindeymiş gibi davran, görüş yanlış da olsa…”
İşte size neden erkeklerin kadınlara yalan söylediğinin bence bir açıklaması…
İlişkide amacın her konuda doğruyu söylemek olduğu da nereden çıktı! Amaç, yegane amaç daima kadının yararına hareket etmektir, hareket yanlış bile olsa!
Salı, Ekim 31, 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
şükürler olsun ki bu genç yaşımda bu gerçeği itiraf eden bir erkeğin var olduğunu gördüm. ölsem gözüm açık gitmem-mi acaba?
Ama coco, kadınların tavlanmaktan neden bu kadar hoşlandıklarının tarihi, gerçeğin farkında olanlarının ve olmayanlarının, yazılmayı bekliyor. Birilerinin yazdığını biliyorum da, o da bastıramıyor...
Neden?
Erkek egemen bir toplumda yaşamıyoruz çünkü, kadınların hoşlanmayacağı hiçbir şey olmuyor.
Bak, yazılacak bir tarih daha sana.
burada 2 kavram var:
1- tavlanmaktan hoşlanmak/tavlamaktan hoşlanmak: eminim bunun evrimsel/sosyolojik/psikolojik bir açıklaması var. çünkü bu bana göre karşılıklı oynanan bir oyun, kurallarını salt kadınların koyduğu değil. ve bu kuralları didikleyip bir anayasa haline de getirsen, her seferinde yeni keşfediliyormuş gibi oynanır-asıl garibi de bu bana göre. örneğin 2si de bilir asıl 'soru'nun "benimle yatar mısın" olduğunu, ama yine de dolanmak isterler etrafında, belki de asıl eğlencenin 'tav' kısmında olduğunu bildiklerinden.
2-kadınların hoşlanmayacağı hiçbirşey olmuyor: benim için çok ağır bir genelleme,örneklemekte zorlandım.
Benimle yatar mısın bir kadın sorusu değil.
Erkekler ister hep, kadınlar da verir ya da vermez.
İsteyen tarafsanız zaten ikincil konumdasınızdır, bir şey sizde yoktur ki istersiniz, öyle değil mi.
Tavlamak o yüzden karşılıklı oynanan bir oyun gibi gözükür sadece, erkek oynamak istemez aslında, almak ister sadece, kadın oynar gerçekte, hemen vermek istemez çünkü, doğal olarak.
İşte sana bir örneği 2'de sorduğun şeyin...
Erkekler umursamaz ama umursamak zorunda bırakılırken, kadın tarihi kek yapmasını öğrenme tarihi değil midir:)
(Artık açıklamak bir zorunluluk: Tüm bunlardan kendimi ayrı tutarak konuşuyorum. İlla bir tarafa benzeyeceksem de kadınlara daha çok benzerim:)
erkek oyunu oynamak istemez? çabalamadan elde ederse istediğini, artık bir anlamı kalmaz ama. ben uğraştım aldım demek için uğraşır gibi geldi bana. hemen elde ederse sıkılır, zevk, kalmaz artık o "şey"in. belki kadın da oynamak istemez diyelim spesifik bir örnek yaratalım, erkeğin ilgisini devam ettirmek için o da oynamak zorunda artık, kendinin uğruna çabalanacak birşey olmasını devam ettirmek için de hatta.
Evet işte çok güzel...
Güzel bir nokta...
Kadın işi zorlaştırdığında da durum değişiyor mu, erkek yine sıkılmıyor mu bir süre sonra...
Buna karşı ne yapmak lazım onu konuşalım mı...
Uğruna çabalanacak bir şey olduğunu göstermek kanıtlamak için oynamaya devam etmek zorunda kadın... diyorsun...
Oyun yalan...
Acaba ödül de mi yalan, ödül, yani kadın...
Yalan olmasa neden kadın, uğruna çabalanacak biri, bir ırk olduğunu kanıtlamak için erkeğin oyununa düşsün...
Bunu da konuşalım...
erkek için ödül kadın, kadın için de kendini arzulayan bir erkek. erkek kendi ödülü için oynuyorsa, kadın da kendi ödülü için oynuyor.
oyunu herkesle oynamaz kadın, kendinden aşağıda gördüğü bir erkeğin ilgisi sıkıcı gelir örneğin kadına, ilgisinden gurur duyabileceği bir erkekle oynar oyunu ki soonunda kendi de ödülünü alabilsin.
Kadın için kendini arzulayan bir erkek...
Erkek için, arzuladığı bir kadın...
İşte kadın egemenliği...
Çekici, doğurgan ve anaç bir türün egemen olması çok doğal ve haklı da.
Tanrı bile bir kadın olabilir.
Ademin bir erkek olmaması çok olası, neden, çünkü denen o ki ondan bir kadın yaratıldı...
Ama erkekler politikayı, yani yalanı keşfettiler, icat ettiler ve güç onlara geçti:)
Ama egemen değiller ve asla da olamayacaklar...
Kadınlar bunu bir anlasa...
Tavlanmak için çabalamazlar, doğal olarak onlara yönelinecek zaten...
Erkeğin yalanına v belki şiddetine bile engel olabilirler böylece.
Ama günüzümüz kadını doğurgan evet ama anaç değil... Anaçlık... Bir çeşit bilgelik... Tüm bilgeler de anaçtı... Adem gibi... Karışık oldu biraz ama karmaşık değil umarım:)
karmaşık değil,
bilgelik, bencillikle birarada bulunamıyor.
ana bugün kişiler bencil,bireyci.
kadınlar da.
anaçlık, bencillikle zıt.
bu yüzden de...
Yorum Gönder