Çarşamba, Ağustos 22, 2007

Basılmamış romanımdan bölümler (Yazarlık) 1

Yazar birşeyleri var etmek için yazar; kendini ya da yazarlığını. Yazarlığını var etmek için yazıyorsa ve başarısız olursa kendine dönebilir. Başarılı olması ise daha tehlikeli bir çıkmazdır. Tehlike kendini başarı maskesi altına gizlemiştir, olumlunun arkasına. Artık yazar olmak, kendi olmaktan baskın hale gelebilir. Birçok iyi yazarın çıkmazı bu olabilir...

Bir genç yazar şöyle demişti ilk kitabımdaki bir ressam karakteri ile ilgili olarak:
-Ressamda senin kişiliğin ortaya çıkıyor, “Ünü istemem, yan cebime koy.” diyor ya ressam!
Ne diyeceğimi bilememiştim...
-Beni yanlış okumuşsun, çünkü tam tersi karakterde biriyim; bu önemli olmasın diyeceğim; ama... Sen öykümü de yanlış okumuşsun! Çünkü ressam da tam tersi karakterde biri. Okuduğunu iyi okumadan yazar olmak tek şartla mümkün olabilir; insanları iyi okuyorsan. O yüzden beni yanlış okumana sitem etmeden edemeyeceğim; iyiliğin için. Umarım sadece benle ilgilidir, bana olan önyargınla. Korkma, önyargılı olmak sadece iyi insan olmaya engel, iyi yazar olabilirsin hâlâ. Hatta önyargının üzerine gidersen; çözmek için değil tabii ki daha da yoğunlaştırmak için, daha iyi bir yazar olma olasılığını da artırabilirsin. Tek riski var; insan olmaktan uzaklaşabilirsin; bazı iyi yazarlar gibi...

Bazı iyi yazarlar bu tavizi vermişler midir. Şeytanla mı anlaşmışlardı yoksa, bazı iyi yazarlar...

Tolstoy’a “Kardeşiniz de bir yazarı yazar yapan tüm erdemlere sahipti o neden yazar olmadı.” diye sormuşlar. “Haklısınız ama kardeşim bir yazarı yazar yapan zaaflara sahip değildi.” diye cevaplamış Tolstoy. Yorumcu şöyle diyor: “Tolstoy’un kastettiği yazarın bir zaaflar reçetesine gereksinim duyduğu değildir. Yazar kimliğini taşıyabilecek kişinin kendi kimliğine bütün artılarıyla ve eksileriyle sahip çıkabilecek kişi olabileceğini vurgulamaktır. Sanat tarihi kişiliğinde taşıdığı tüm zaaflara rağmen sanatçı olabilmiş büyük sanatçılarla doludur, ama kişiliğini yadsıyarak sanatçı olabilmiş kimseye sayfalarında yer vermemiştir.”

Güzel laflar, sanırım doğru laflar. Ama Tolstoy’un cevabından bir şey daha çıkıyor! Tolstoy tüm zaaflarına “rağmen” yazar olabilmekten söz etmiyor, tam da zaafları “sayesinde” yazar olabilmekten söz ediyor.

Zaaftan arınma düşüncesi yok. Zaaflardan arınmak ve daha iyi bir insan olmak için gereken çaba, yazma eylemine harcanan çabadan çok daha gerilerde kalmaya mahkum... İyi yazarların karakterli insanlar olamaması bundan değil mi?

Yazarın zaaflarıyla yazar olduğu düşüncesi, insanın zaaflarıyla insan olduğu düşüncesinin, bu gerici kabullenişin bir eşi...

(Devam edecek)

Hiç yorum yok: