Umarım seni istediğin şekilde anlayıp, özümseyip anlatan birileri olur Sohtorik. İnan bana bunu gerçekten çok isterim. Seni anlamak, anlatmak, gerçekten çok zor, insan hata yapmaktan korkuyor öncelikle. Birçok insanı karşına almak adına -ki bu her zaman bilinçlice ve sadece beynine ve düşüncelerine olan güveninden aldığın güçle, çevreyi gerçekten incelemenin artısıyla- doğru bildiklerinden şaşmayan tavırlarını, bu tavırları etrafındaki insanlara anlatmada gösterdiğin çabaları, çoğu kez örneklerle yazarak asıl doğru nedir, nasıldır sorularına verdiğin tatlı-sert ama çoğu zaman sert cevaplarını, bazı bazı kaba kuvvete kadar gitmeni sağlayan, seni buna zorlayan ve bu hareketinden sonra, sana suçlu insan damgası vurarak asıl kendi zayıflığını zafere çevirdiğini sanan insanlara karşı gösterdiğin sabrı, Al kocayı vur sopayı kitabını neden kendine yakın hissettiğini, hayatını etkileyen ve birçok davranışı ile seni sinirlendiren babana karşı haklı ve dik duruşunu, bundan ödün vermeyişini, pes etmeyen belki bir şeyler görür ve beni anlamaya çalışır düşüncesinde ki çabalarını, seni karamsarlığa götürdüğü anlar olsa dahi yazarlığında gösterdiğin yılmayan yazma isteğini, bu sektördeki zorluklara karşı azimle ve inatla kitaplarını yazmaya devam edişini ve bastırmanı, insan davranışlarında herkesin doğru bildiği yanlışları -İtalik anne ve italik kadın yazında ki gibi-, aile, anne, çocuk, baba, abla, eş kelimelerinde bildik tanımlamalarının dışında sende uyandırdığı tanımı ve bu tanıma neden ulaştığını, kibarlık adına gösterilen sahtelikteki yol göstericiliğini, erkek-kadın ilişkisinde yaşanan çıkarcılığa, anlamamalığa ve direnmeye karşı duruşunu, aşka bakışını ve tanımını, bu anlamda aşka bağlanmak yerine hayata bağlanışını, tabakta her zaman görmekten hoşlandığın beyaz peynir, barbunya ve köfte üçlüsünü, kadın görselini izlemedeki doyumunu, soyadının sana yüklediği aileden gelen misyona karşı tavrını, ailene olan haklı kızgınlığından dolayı bazı dönemler bu soyadı değiştirmek düşüncesinin aklını kurcaladığını, seni tek başına bırakışları ve babana karşı seni haksız damgası ile suçladıkları için geçici bir düşünüş bile olsa ailene karşı bir tepki ve onları cezalandırmak adına intihar etmeyi bile düşündüğünü, tüm bu davranışlarınla "tek başıma kalsam da mücadele edeceğim ve ben haklıyım" demendeki savunuculuğunu
------------
------------
yazmakla bitmeyecek. Bu saydıklarım herkesin göze almaya cesareti olmayacak başlıklar, tekrar seni ne sıkmak nede yanlış anlaşılmak isterim.
Perşembe, Ocak 08, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Düşüncelerini ifade ettiğinde bazı insanlar senin dilini sert buluyorlar. Bunu yorumlarda gördüm. Ama senin düşüncelerine kendi karşı çıkışlarının ne kadar seviyesiz olduğunu kendileri görmüyorlar. Sen ise o sert üslubunla asla bayağılaşmadan öyle güzel bir üslupla onları çürütüyorsun ki, bu ancak ZEKAYLA olur.
Çok güzel bir yorum bu.
Seviye...
Sorun bu...
Sert üslubumla bayağılaşmadan...
Bu da çok güzel.
Teşekkür ederim sana...
OLay sertleşmek değil seviyeyi koruyabilmektir...
Olay, sertleşmek değil bayağılaşmamaktır...
Dolu insan yumuşak ama bayağı, kibar ama seviyesiz. vs... Anlayın...
Selamlar,
İlginç bir yazı, anladığım sizi tanıyan yada tanıdığı kadarıyla sizi anlatan bir arkadaşınızın kaleme aldığı bir yazı. Merak ettiğim burda yazılanların ne kadarına sizin katıldığınız, yada abartılan bölümler bulup bulmadığınız... Ciddi tespitler olduğunu düşündüm. Soyadınızı değiştirmek diyebilirim örnek vermek gerekirse. Saygılar.
Önce siz ne düşündüğünüzü söylemelisiniz... Yazdığım ya da eklediğim bir şeyi açıklamam gerekmemeli, sorularınız, düşünceleriniz neyse, ortaya koymalısınız, nasıl ben bu yazıyı ortaya koyduysam, onlar üzerine konuşmalıyız... Soyadı değiştirmekle ilgili Ama onlar rum murat adlı yazımı okuyabilirsiniz...
Ve abartı konusunu kendinizle, kendi algınızla ilgili düşünmemelisiniz... Bu dünyada aynen geçmişteki dünyalardaki gibi dahiler var; sadece siz onları geç algılayacaksınız; çocuklarınız -belki- bir yerlerde okuyacak, şanslılarsa tanıyacak... İnsan şansını kendi yaratır..
İyi akşamlar,
Arkadaşınızın yazdığı “İnsan hata yapmaktan korkuyor” cümlesini başa alarak, kendimi koruma altına almak istedim bir anda…Korkarak cevap vereyim.
“Ama onlar Rum, Murat” yazınız soyadınızla ilgili düşüncelerinizi açıkça ve çok da güzel anlatıyor. Özellikle girişteki alıntı çok hoşuma gitti, kömür madenlerinde çalışan işçilerle, zencilerin kendilerince mutlu olmaları, çok iyi anlatılmış ırkçılık düşüncesi.
Dedenizden size geçen bir huy, bir yere ait olmamak, çekip gitmek…
Sizde kendinizi bu soyada ait olmadığınızı düşünüyorsunuz sanırım.
Yazıyı tekrar okuduğumda aileye bir tepki olduğunu söylemiş yazan arkadaşımız. Aynı şekilde intihar etmeyi düşünmenizin de bir tepki olacağı gibi… Bende bu gerçekten mi acaba diye düşündüm. Yazının genelinde zaten, verdiğiniz tepkiler dile getirilmiş, bende de abartılı mı düşüncesini bu doğurdu sanırım. Sonuçta gerçeği siz daha iyi bilirsiniz. Tek bir kişinin anlatımı sonuçta, eksik ve yanlış anlatılmış olabilir.
Bence kimse bir soyada ait değildir, insanlar soyadlara ait olamazlar, soyadlar insanlara ait olabilirler.
Aileye tepki var ve doğal; olmasa doğal olmazdı: Ailenize hayatı dar ederek kendiniz için bir yaşam alanı yaratırsınız der Thomas Bernhard...
İntihar düşüncesine ise bu dünyada en uzak insan olduğumu düşünürüm... Ama onu bile düşünüp dile getirdiğime göre düşünün artık ne derecelere gelebilmişim:) O anlamda doğru bir durum olmuş, benim için, intiharı bile düşündüm demem...
Bu arada bana korkarak yazılması konusunda özellikle ısrarcıyım. Hata düzeltmemem gerek olmamalı, korkarak, çekinerek, dikkat edilerek yazılmalı. Bence herkese böyle davranılmalı... O kadar salla pati yaşamamalı, yazmamalı. Selamlarımla...
Yorum Gönder