1. Merhaba. Ben canan. Yazılarınızı okudum. Bir kısmını çooookk beğenirken, bir kısmı ile ilgili de çok ciddi soru işaretleri yaşadım. Terkidi yar ve ding dong yazılarınızdaki kadınlarla ilgili alıp veremedikleriniz beni şaşırttı. Tabii herkesin sorduğu bir soruyu sormadan edemeyeceğim. Oradaki erkek kahraman gerçek Murat mı?
2. Sana ilk mesajı yolladıktan sonra diğer başlıklar altındaki yazılarını da okudum. Tebrik ederim. 20 kadar yazı okudum ve sadece ilk ikisi kafamı karıştırmıştı. (romantizm başlığı altındaki ding dong ve terkidi yar). çünkü oradaki kişinin sen olduğunu düşünerek fikirlerini değil de hislerini yazdığını düşünerek tedirgin olmuştum. Hala da merak içindeyim. acaba gerçekten kadınlara bakışında böylesi bir çarpıklık var mı diye? Zira, diğer konulardaki yazılarına bayıldım. Ama diğer iki yazıdaki hisler senin hislerinse ne yazarsan yaz yazılarına bayılmam...
Perşembe, Mart 05, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Okuyucunun bahsettiği yazılarınızı okumadım. Hatta aradım da hangi ayda çıktığını. Bulup okuyacağım. Bu kadar mı önemli oradaki karakterin siz olup olmadığı? Bir yazar aslında savunmadığı bir fikri bir karakter yaratarak o karakterin bünyesinde yaşatamaz mı? Örneğin yazar hümanisttir ama romanındaki karakter bir cani olabilir ve yazar bu caniyi bize, sanki kendisi sandığımız gibi, ustalıkla anlatabiliyorsa ve biz de “bu kendi hisleri mi yoksa yaratıcılığının bir eseri mi” diye soruyorsak o zaman onu tebrik etmeliyiz. Herkes kendi duygu ve düşüncelerini zaman zaman kağıda dökebilir, rahatlamak ya da paylaşmak için. Ama asıl hüner gerektiren kendi gibi olmayanı da büyüteç altına tutarak inceleyebilmesi kavrayabilmesi ve yoktan bir karakter yaratabilmesi ve okuru da şaşırtabilmesidir. Siz bunu başarıyorsunuz.
Uludağ’a sonuna kadar katılıyorum…
Sinemayı ele alalım. Korkusu, gerilimi, komiği, heyecanlısı, uzaylısı, vurdulusu kırdılısı var… Daha çoktur da ilk aklıma gelenlerle çeşitlendirdim. Biz şimdi de burada bize uymayan bize uzak, beklide sapkınlık olarak ele alınabilecek flimler çektikleri için yönetmeleri de mi eleştirmeliyiz. Filimin konusunu yönetmenin kişiliyle mi özleştirmeliyiz. O zaman o seyrettiğimiz güzelim gerilimli ve korku flimlerin ki sahneler için ne diyeceğiz… Aaaaa yönetmenin karakterine bakmak gerek falan mı olacak…
Ne güzel ki yazar, iyi bir karakter oluşturmuş ve sizi merak ettirmiş… Ki sayısız kişiliklerde oluşturuyor, oluşturması da gerekir.
Her yazısında Murat kişilik testine maruz kalmamalı, o düşünür ve ortaya koyar.…
Başlıkta da belirttiği gibi hareket, "bayılmak yerine ayılmak" vakti olmalı..
Genel kabul gören bir bakış olduğuna inandığı için her halde kendi bakışının ne olduğunu söylemeden, kadınlara bakışınızdaki çarpıklık, kadınlarla alıp veremediğiniz gibi cümleler kuran birisinin eleştirisini diyemeyeceğim okuyuşunu da ne olursa olsun bilmek istemeyiz sanıyorum...
Yorum Gönder