“Kök, şöhreti küçümseyen çiçektir.” Halil cibran
“Gözlerim ile beynim arasından geçirdiğim son kavram o kadar
saçma geldi ki.”
“Bütün bunları kendime tekrarladıktan sonra terk etmeye
çalıştığım bana çok uygun bir yanıt verdim.”
“Boynundan süzülen alkolün bir bölümünü midesine indirdi.”
“(...) kalemi sağ eline geçirip her gerçek solak gibi
neredeyse felçli sayılacak kadar hakim olamadığı hareketlerle(...)”
“Futbol takımı taraftarlığından farksız o günlerde(...)”
Kinyas Ve Kayra’nın (Hakan Günday) Doğan Kitap’tan yapılan
13. baskısının ilk sayfaları daha; 13’ün uğursuzluğu ile ilgili olabilir mi
yukarıdaki sözcükler...
Ve davamında, yaklaşık 100’üncü sayfaya kadar, altını
çizdiğim bazı hatasız, güzel ve anlamlı cümlelerin yanına, hatalı olanlarla
karışmasın diye “artı” işareti koyarken, bu “artı”lardan bir tanesi yanlışlıkla
“haç” gibi göründü. Ordan aklıma geldi, hatasız ve güzel cümlelerin hatalı
olanların günahını çektikleri, İsa gibi. Hatalı hatasız (ve güzel) ayrımı
yapmadan alıntıladım aşağıda; küçük bir oyun da olur okuyan için. Yüzde 80’den
fazlası hatalı.
“”(...)benden çok ama çok seyrek yaptığı bir şey yaparak
sigara istedi.”
“İntihar nefsi müdaafaydı.”
“Platon’un Mağara İstiaresi’ne karşılık, ben de Kuyu
istiaresi’ni yazdım: Doğdukları andan itibaren düşen insanların, yanlarından
hızla geçen fırsatlara ve başka insanlara tutunup tırmanmalarını ve bunu sadece
doğdukları andaki yüksekliklerine erişebilmek için yaptıklarını anlattım. (...)
Ve sordum, Tanrı’nın yukarıda mı yoksa aşağıda mı olduğunu.”
“(...) ama bu tabanca çığlığı solumda oturan Kinyas’ın
elinden geliyordu.”
“Neden Türkçe yazıyorum? Neden dört dilde birden
düşünebilmeme rağmen bu lisanda anlatıyorum hikayemi?”
“On dört yaşımdayken gittiğim okulda bir kız vardı. Adı Efla.
Siyah büyük gözleri bana bakardı. Ona birkaç hikayemi anlattım.”
“Dünyanın en iyi kitabı ve tek kitabı olduğuna inandığı
hikayeler bütününü bitirmesini kutluyordu.”
“Ve saçı sarı olduğu halde boya olmayan bir adam.”
“Bir sabah hayallerimde uyanıp hiçbir şey hatırlamayacağım.
İşte o günü bekliyorum yeniden doğmak için ama o kadar çok var ki ölmeden
reenkarnasyona.”
“Cehennemi de kundaklarım.”
“Kabul etmeliyim ki, altı milyar insanın yerine düşünüyorum.
Altı milyar insanın adına yaşıyorum. Ben öldüğümde altı milyarı da ölmüş
olacak.”
“Gerçekten de birbirlerini hiç sevmiyorlardı. Ama yine de
birbirlerine girmelerini engelleyen arada çok insan vardı.”
“Dieudonne ile Melina o işi ancak bir şekilde
yapabiliyorlarmış. Meline ölü taklidi yapıyormuş ve Dieudonne ancak o zaman
tahrik olabiliyormuş. Bir düşünsene, senin gibi gerçek bir beyaz centilmenin
cesediyle karşılaşınca kim bilir neler yapar! Bana sorarsan, öldükten sonra
bile canın yanar.”
“O da, kendi ülkesi vatandaşlarının bir özelliği olan muhasebeci
gözüyle bakıyordu hayata.”
“Bardaki beş kişi Afrika’nın biraz da özetiydi.”
“İnsanoğlunun çekebileceği acı ve yapabileceği tiksinti veren
davranışlarının sınırını saptamak için yapılan bir deney.”
“Mucizeler bitti. Doğmak yeterince mucizevi. Başka bir tane
daha beklemek aptalca.
“İhtilaller çıkartılabilir, birileri aşık oldurulabilir ve
hatta intihar ettirilebilirdi.”
“Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim dünyaya. Ve sorusu
olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum.”
“Birileri pişman olmalı beni hayal ettiğine.”
“(...)kadını döveni bulup aynısını ona da yapmayı, böylece
birbirlerine benzeyeceklerinden daha iyi anlaşacaklarını düşündüm.”
“Yüzlerin hepsi birbirine benziyormuş gibi geliyordu bana.
Bir zencinin beyazları birbirine, bir beyazın sarı ırktan olanları birbirine
benzetmesi gibi. Tabii onların bir özrü vardı. Ne de olsa farklı
ırklardandılar. Ama ben de bütün insanlıktan farklıydım. (...) Hepsi de aynı
cinsten köpek gibiydi. Farkları tasmaları, ayakkabılarıydı.”
“Sabahları erken kalkıp gitmem gereken okul yıllarında bile
bir çalar saatim olmamıştı.”
“Ve şimdi de viskilerimi benimle paylaşmanızı istiyorum.”
“Uyuyan bir katil ile uyuyan bir aziz farklı olmadığından.”
“Kayra’yı Miguel’le konuşurken dümenin orada buldum.”
“(...)böylesine cinsel hayali ve dünya görüşü yüksek birini.”
“Ve aşçı yamağının kalçaları başkalarının da ilgisini çekmeye
başladı. Bu sefer kimse linç girişiminde bulunmadı çünkü yamağı düzenlerin
sayısı ahlakçılık oynayanların sayısını geçmişti. Kanıksanmıştı çocuğun
kalçalarının lezzeti. Ama ilk hareketi yapıp dişleri paramparça olan adam,
tabuyu yıkan kişi olarak, bütün insanların günahlarına karşılık çarmıha
gerilmiş İsa gibi, yolculuk boyunca hücresinde tutuldu.”
“BMW. Black Magic Woman”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder