Cumartesi, Eylül 15, 2007

Hitler’e çekmek!

(Romanımdan bir bölüm)

Hayatın kendisini, bilgeliği, olumlu olan her şeyi ortada, merkezde bir nokta olarak düşünün, kalın, yoğun bir nokta... Buradan ince çizgiler çıkıyor olsun milyarlarca her bir yana... Milyarlarca çünkü bunlar insanlar... Bunlar insanların hataları, zaaflı hareketleri... Çizgiler ince, çünkü henüz basit hatalar, karmaşıklaştıkça, ağırlaşıyor, yoğunlaşıyor ve uzaklaşıyorlar... (Neden uzaklaşıyorlar? Çünkü kötüler hep başkalarıdır!) Uzaklaşıyorlar çünkü diğer ucu, karşıt ucu oluşturacaklar... Yaşama karşıt ucu... O karşıt uçlardan birisi Hitler’e ulaşıyor... Ve neredeyse yaşam kadar yoğun bir nokta Hitler, ona uzanan çizgiler, birkaç, binkaç çizgi, inceden kalına yoğunlukları artarak Hitler yoğunluğunu, o karşıt yoğun noktayı oluşturuyorlar. Uzak ama görülmesi daha kolay, çünkü yoğun... İşte Hitler bu işe yarıyor hayatta... Onun o uzak yoğunluğu yaşama daha yakın noktalardaki insanların uzantısı, Hitler’in yoğunluğundan yaşama doğru geldiğimizde, kendimize yaklaşıyoruz, yaşama Hitler’den daha yakın olan çevremizdekilere yaklaşıyoruz, hatalarımız yoğunlaşsa nereye gidebilecek olduğunu görüyoruz. Yaşama yakın noktalarda minyatür Hitlerler görüyoruz... Çok yakınımızda olduğu halde, ve tam da çok yakınımızda olduğu için göremediğimiz hataları, en yoğun kötülükten kendimize çektiğimiz doğru üzerinde görebiliyoruz. Tüm zaaflarımız, hatalarımızla yaşama çekmekle Hitler’e çekmek arasında gidip geldiğimizi, dikkat etmezsek Hitlerleşebileceğimizi görüyoruz... Olacak o kadar’larımızın ne kadar olabileceğini görüyoruz...

Küçük bir zaafınızın 10 katı büyüdüğünde örneğin bir insanı sabun yapmaya eşdeğer bir seviyeye geldiğini gördüğümüzde korkar ve geri çekilirsiniz; arkanızdaki yaşama biraz daha yaklaşırsınız, diye düşünüyordum, Hitler’i yaşamın bu kadar içine sokarak.

Arkanızı yaşama dayayarak kötülüğe bakmak...

Hiç yorum yok: