Cumartesi, Kasım 24, 2007

Evlat edinmek istediğim kitaplar

Örnek Suçlar / Max Aub / Mitos Yayınları

*
Excelsior gazetesini istedim, Popular'ı getirdi. Delicado marka sigara ısmarladım. Bir paket Chesterfield getirdi. Bir şişe bira istedim, bir şişe siyah bira getirdi.Kan ile bira, beraber yerde güzel bir görünüm değil.

*
Konuştu ha konuştu ve konuştu ve konuştu babam bre konuştu ha konuştu. Ve konuştu!

Ben evimin kadınıyım ama bu şişman hizmetçi ha babam konuşmak ve konuşmak dışında bir şey yapmıyordu. Neredeysem oraya gelip konuşuyordu. Kapıdan girer girmez başlıyordu konuşmaya. Her şey hakkında ve her şey üstüne konuşuyordu. Hiçbir şeye torpil geçmeden. Neden mi kovmadım onu? Üç aylığını ödemek zorunda kalacaktım o zaman. Ayrıca kemgöze inanırım ben. Bana nazarı değebilirdi. Banyoda bile ondan, bundan, şundan konuşmayı sürdürdü. Susturmak için havluyu ağzına tıktım. Hayır, bundan ötürü ölmedi, konuşamadığı için öldü: Sözcükler içinde infilak etti.

*
O gol kaçmazdı! İmkanı yok yahu! Topa şöyle bir dokunacaktı, kale bomboştu. Topu üstten avuta attı. Gol girseydi maçı kazanacaktık. Çok önemliydi bu kaçan gol. Kazanacağımız maçı bu kancık çingenelere kaptırıvermiştik! Eğer ona attığım tekmeyle öbür dünyayı boyladıysa, Tanrının izniyle orada topa nasıl vurulacağını öğrenir artık.

*
Ayağım kaydı, düştüm. Bir portakal kabuğunun yüzünden. İnsanlar vardı etrafta. Herkes güldü. En çok da tezgahtar kız güldü. O hoşuma giden taze. Attığım taş, tam iki kaşının ortasında patladı. Oldum bittim iyi nişancıyımdır. Düştüğünde bacakları havaya dikildi, orkidesi ortaya çıktı.

*
Aptal olduğu için öldürdüm onu, kötü niyetli, cahil, salak olduğu için, kalınkafalı olduğu için, hıyarağası olduğu için, andavallı, ikiyüzlü, hırtın teki olduğu için, yalancı, kalpazan hıyarın biri olduğu için, cizvit olduğu için, siz seçin nedenini. Ama şunu unutmayın: Herhangi bir neden yeterli. İki tane gerekmez.

*
Top benimdi, yalnızca benim! Ustura benim değildi. Ama söz konusu olan toptu.

*
Canını sıkmamak için öldürdüm onu.

*
Mayısta yayınlayabileceğini söylemişti, sonra haziran dedi, sonra ekim. Kış geçti, ilkbahar geldi, kanım kaynadı. İkinci kitabımdı en önemlisi. Bu gerçeğin o genç yayıncı için önemli olup olmadığı beni ilgilendirmez, özür dilerim. Birçok insan bana teşekkür edecektir, biliyorum. Ayrıca elbet dikkati çekecek ve iyi reklam olacak.

*
Yahu aptalın tekiydi diyorum anlayın işte! Neymiş yeryüzünde değeri? Parası. Yalnızca parası! İşte para... orada duruyor. Ne olmuş yani…

*
Dördüncü cildi ödünç aldığını inkar ediyordu. Oysa kitaplığımın rafında dördüncü cildin yeri, boş bir mezar gibiydi.

*
Nefesi kokuyordu. Çare bulamadığını o bile kabullenmişti.

*
Bir oğlan istiyordum efendim. Dördüncü kızdan sonra ışını bitirdim.

*
Düşünüyorum öyleyse varım demiş o ünlü kişi. Bahçemdeki ağaçlar varlar, ama düşündüklerim sanmıyorum. (Ayrıca durum gösteriyor ki Bay Renato'nun aklı başında değildi ve bu herkesin başına gelebilirdi). Örneğin benim kayınpeder: Var ama düşünmüyor, ya da benim yayıncım... düşünüyor... ama yok. Tam tersi de doğru bunun. Düşündüğüm için var olmuyorum ya da var olduğum için düşünmüyorum. Aslolan düşüncedir. Varoluşsal bir masal, bir söylencedir. Var olmuyorum, paçamı kurtarıyorum.

Yaşamak (hayat dediğimiz şey) düşünmeyenler içindir yalnızca. Onlar, düşünceye dalanlar, yaşamıyorlar. Adaletsizlik bu, gün gibi ortada. Düşünmek, intihar için yeterlidir. Hayır Sayın Descartes: Yaşıyorum, demek ki düşünmüyorum, düşünürsem yaşayamam (var olamam). Bakın bundan güzel bir şarkı bile çıkar:
Düşünüyorum demek ki yaşamıyorum
Yaşasaydım düşünmezdim efendim
Vesaire vesaire...

Yaşamak için düşünmek gerekseydi, o zaman akıllı olurduk. Ama... sonunda siz inanıyorsanız bu işin böyle olduğuna... ben suçsuzum demektir. Tamamen suçsuz. Tümüyle masum! Çünkü ben ne düşünüyorum ne de düşünmek istiyorum. Düşünmüyorsam yokum demektir... yoksam... bu cinayetten nasıl sorumlu olabilirim?

Hiç yorum yok: