Cuma, Mayıs 06, 2016
Sıçmak bende obsesyon
Bir kız arkadaşım vardı. Bir sabah yanıma geldi, dün akşam ne olduğunu anlatır mısın dedi. Anlattım. Dediğin gibi olduysa haklısın dedi…
Birlikte yaşadığımız geceyi bana anlattırdı…
Üçüncü kişilerin önemine inanırım, psikoloji dersleri alan bir kadın arkadaşı vardı, sormuş:
Murat sana kimi hatırlatıyor.
Annemi, demiş.
Aniden sorduğundan sanırım. Düşünse, ne alaka.
İlişki terapisine gidelim dendi. E güzel.
İlk seansın ortasında psikolog bana obsesifsin dedi, sonunda da özür diledi.
Obsesif dememeliydim diye özür, demesinin nedeni ne peki?
Kız arkadaşımla aramızdakileri ayrıntılı anlatmam, diyalogları kaydetmişim gibi vermem.
Yazdım sonra: Bir yazara obsesifsin demek bir dedektife sen de çok kanıt topladın kardeşim ne bu, demek gibi bir şey.
İkinci seansta psikolog ben normal insana göre tedavi uygularım dedi. Çünkü ilk seansta siz iki entelektüelsiniz birbirinizle böyle sorunlarınız olacak tabii, demesine, bunun hangi sayfada olduğunu buluruz kitabın diye espri yapmıştım kız arkadaşıma sonradan da sorgulamıştık ikinci seansta bunu. (cümleyi düzeltmek lazım:)
Normal insana göre tedavi uygularım.
Size bir dahi gelse ne yaparsınız peki?
Böylece ikinci seansın sonunda psikolog gözlerini kaçırarak isterseniz yalnız gelebilirsiniz dedi kız arkadaşıma.
Bunu daha sonra ona telefonda da söyleyebilirdi.
Birkaç seans gitti sadece, sonucunda şöyle dedi kız arkadaşım: Ben sorunlarımı artık kafama takmıyorum.
Satürn’e Haksızlık adlı metnimi o zaman yazdım; internetten bulabilirsiniz, kime göre, neye göre embesilliğinin sıkı bir eleştirisidir. (olumludunya.blogspot.com)
Şu fıkra metinden, sıçmak bende obsesyon:)
Kadın ishal olur, yanlışlıkla psikoloji servisine gönderirler, çıktığında arkadaşı sorar, iyileştin mi diye:
Hayır der, ama artık kafama takmıyorum…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder