Avukat beni suçlarken savcı da savunuyordu. Hakim de tepemizde son yargıyı vermek üzere bekliyordu, Tanrı gibi. Az düşünüp kararını açıkladı: Bir ömür boyu hapis, bir idam.
-Nasıl, dedim! Yani ömür boyu hapis yatıp sonra idam mı olucam?
-Tersi de olabilir… Önce idam olup, sonra ömür boyu hapis yatarsın…
-Çok saçma…
Üçü de bana baktılar… Üçü de bendim. Kıyafetlerimiz değişikti sadece; hakiminki en havalı…
-Ya idam ya da ömür boyu hapis verilmez mi genelde dedim.
-Ben senin yerinde olsam seçim yapmazdım, ikisini de al, dedi ben olan avukat. İki idam ya da iki ömür boyu hapis mi diyorsun; israf.
-Peki o zaman dedim, ilk kararıma dönerek. Ömür boyu hapis ve idam.
-En mantıklısı dedi beni savunan savcı, ben olarak…
Daha fazla soramadım, planlamaya çalışıyordum: Her halde ölmeme yakınken gelen din görevlisinin son görevi, beni idama götürmek de olur. Evet. Olaya hakimdim. Kalkamazsam yatakta da yapabilirler. İlaç milaç.
Pazartesi, Mayıs 16, 2022
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder