Cuma, Eylül 30, 2022
FON
Telefonu 3 ay açmadım.
Hissediyorum. Telefon var.
NÜTOPYA NÜTOPYA
-Önümde benim…
BU DAYANILMAZ
“National Public Radio’da kitapla ilgili çıkan bir yazıda, “Bu dayanılmaz” diye söze başlamış yazının sahibi.(5) Bu tanımlama ilgimi çekmekle birlikte, romanı dayanılmaz yapan elbette Klara ile Josie’nin arkadaşlık hikâyesi değil. Dayanılması güç olan, Ishiguro’nun insanı yüzleşmekten kaçtığı duygularla baş başa bırakması. Ölümü hatırlatmak/çağrıştırmak için türlü yollar bularak, insanın, varlığının “geçici” olduğunu derinden anlamasını sağlaması ve ona, ne kadar “yabancılaştığını” görebilsin diye kendisine dışarıdan bakma imkânı yaratması.”
İSKOÇ BURCU
(Ay allahım, memesi güzel, kalçası güzel, suratı da bu laftan sonra bile idare eder, diye düşünmeye başladığım sırada)
-Sen başkasını kırmaktan ölesiye nefret edersin…
Dedi ve beni kazandı.
Çarşamba, Eylül 28, 2022
YARICI ÜSLUP
-İyi niyetinize inanmanız güzel ama pek yazar tanımadığınız anlaşılıyor ama ben dolu kötü okur tanıdım… Söyledikleriniz yazdıklarımın, hissettiklerimin ve olduğum şeyin yanından bile geçmiyor, neden böyle hissettirdiğimi değil neden böyle hissettiğinizi kendinize sorun öncelikle, benden değil sizden kaynaklanan bir şey olmalı bu. Bir örneğini vermişsiniz mesela; “yorucu” demişsiniz sonra da “yoruluyorum” demişsiniz. İkincisi doğru:) Diğer söylediklerinize de bu açıdan bakarsanız belki bana değil ama kendi okurluğunuza, hatta karakterinize yaklaşabilirsiniz. Teşekkürler. Sevgiler.
Salı, Eylül 27, 2022
PARMAK SALDIRMAK
-Başka böyle düşünen parmak kaldırsın… Hımm hepiniz mi! Sen peki, en arkadaki.
-En arka diye bir şey yoktur.
-Peki… Sen neden yeri işaret ediyorsun?
MARAZ
PAÇOZ MEGALOMAN
“Geleceği hayal etmeye kalkıştığımızda, bunu tuhaf bir tik ile yapıyoruz; kendimize şu anki trendler temelinde geleceğin nasıl olacağını soruyoruz. Neredeyse hiçbir zaman şu felsefi soruya yeltenmiyoruz: Gelecek nasıl olmalı? Geleceği hayal edilebilecek bir şey olarak gören cesur ve yönlendirici filozoflar olmak yerine, geleceği anlaşılabilecek bir şey olarak gören mütevazı fütürologlar olarak ilerliyor ve dolasıyla da bu şekilde var ediyoruz.”
Pazartesi, Eylül 26, 2022
SIKKIN BUMERANG İLE BIKKIN BUMERANG
-Daha ne istiyorsun, mükemmel atılmışsın işte. Bense dönemedim. Hoppaydım. Sürtüktüm.
P>İ>S>T
Sanmıyorum.
Göreceksin.
Hissetmiyorum.
Benim gibi.
Oluyor.
Daha değil.
Biliyorum.
Sanmıyorum.
Güçleniyorum.
Bitti!
Oldu mu?
Olmadı!
Oldum.
Vazgeçtin.
Hissediyorum.
Pis faşist!
MODEM
Neden işe gidiyorsun, bisikleti neden buna alet ediyorsun!
Hayatının merkezi neden bir başka şey!
Kusura bakmayın benim hayatım da bu:
Pazar, Eylül 25, 2022
BİR GARİP UÇMUŞ DİYELER
-Evet, yanında hilkat garibesi gibi kalıyoruz…
-Kes… Gördüğünüz gibi işte: Yazının gücü. Tamam, konuşun.
-Bizimkiler de yazar! İsteseler yazarlar.
-Akıllı çocuklar. Okumuşlardır beni. Sağım pistir.
-Evet, biz de okuduk! Girmezler böyle bir düelloya...
-Bir nevi intihar…
-Peki, sen bizi yazsan?
-Ben kendimi yazıyorum. Sizinki yine kurgu olur. Yazarlarınıza esas o zaman ayıp olur. Hem uzatmayın. Kader… Uçturup gidin işte.
Cumartesi, Eylül 24, 2022
ÖD (Ölüedebiyat Dergisi)
Kopartmak için çıkarıyoruz bu dergiyi, biliyorsunuz.
İlk aklımıza gelen adı anlamazlar diye değiştirdik, nasıl bulurdunuz: KEDİ (Korku Edebiyatı Dergisi İ)
Cuma, Eylül 23, 2022
HOCALARIN SONUNCUSU
Köyde yalnız yaşayan birisi çıktı açık farkla birinci hoca seçilen yazarın hocası…
Birinci hoca onu seçmeseydi. Sıralamanın en altlarındaki kimsenin seçmediği insanlardan biri olacaktı.
-Kızdı mı size peki, pek bilinmek istemiyor gibi gözüküyor?
-Kızabilirdi: Onu ustam kabul etmem aslında büyük ayıp… Ama kıskandı: O kimseyi seçmemiş…
-Yaşamayanlardan da mı?
-Sanmam.
-Peki neden o?
-Bilsem!
-Neden ayıp?
-Benim ikinci seçilenle aramdaki o büyük fark, onun hiç oy almayanlarla arasındaki o 1 büyük farktan çıkma hep.
-O olmasa ne yapardınız?
-O olmasa ne yapardım!
-Okuyucularımıza son söylemek istedikleriniz?
-Onun lafı: Ölüler kimi seçerdi acaba?
Perşembe, Eylül 22, 2022
Çarşamba, Eylül 21, 2022
SOKMA AKIL
-Beckett’in Proust kitabı (tekrar)
-Kafka aforizmaları (tekrar)
-Baudelaire - Paris Sıkıntısı (tekrar)
-Aşk üzerine iyi bir internet sitesinden 6-7 metin; aralarında Anna Karenina adlı fettan üzerine olan da vardı! (tekrar sayılır)
Salı, Eylül 20, 2022
BENİM
Sen biliyorum diyorsun diye.
Biliyorum, benim.
Hissediyorum, diyorsun ya; benim.
Hissediyorum, benim.
Görüyorum, benim.
Öğreniyorum, benim.
Sallıyorum, benim.
Oluyorum, benim. Ölüyorum, yine benim.
Seviyorum, benim. Seviliyorum.
Tapılıyorum. Öyleyse benim.
Bilinmek istiyorum, benim.
-Evet, O… Dedim sonunda… Evet O, dedim.
-Onu diyen benim.
ARTIK
MUTLAK
Kesinlikle (zarf)
Örnek Cümle:
Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar
(Mutlak olanın Üstün olmaması, olmayabileceği… konusu ilgimi çekti.)
BASİT
-Hiç basit bir adam değilsin!
-Evet hiç değilsin!
-Tam tersisin!
-Tersim basittir belki! İki kere iki, dört… İki kere iki, beş… İki kere iki, altı… off ya yine beceremedim… Çok iyi aforizma oldu yine…
Cuma, Eylül 16, 2022
MAĞIŞIKLIK
-Mağışıklık işte. Güvenlik için silah taşımak gibi. Adam vurup hapse de girebilirsin.
-Prezervatif taşıyıp korunabilirsin de. Sigorta sigorta.
-Ama yedi milyar insanın genetik çeşitliliğinin, küçük bir grup şempanzeninkinden az olduğunu da söyledin.
-Eh. Fakirlere patates. Patatesi sanat sanabilir paçozun başkanı.
RUHA SESLENİŞ
…
-Geldiysen üç kere vur.
-Niye üç, beş kişisiniz, dört kere vurayım senle konuşalım.
…
-Ne diyor?
-Siz dışarı çıkın.
-Niye biz, inanmayan sensin.
-O bana inanıyor sanırım. Çıkmanızı istiyor.
-Ama nasıl olur?
-Kapıdan ya da ölerek!
(Devamı gelecek, seslendim.)
Çarşamba, Eylül 14, 2022
DÜNYADA SIRF
-Oha tüm meydan boşaldı. Bence tüm dünya da. Büyüksün!
-Nasıl ya! Ciddi mi?
-Gözünle gördüğünü bana mı soruyorsun... Hadi meyhane yapalım. Nasılsa bedava. Sonra da sevişiriz. Bir saçmalık yapmazsın her halde…
Seviştikten sonra:
-Vay be. Tanrı vergisi bu yeteneğe tanrı vergisi bu memeler.
-Dünyada sadece yakışıklı ama senin gibi kıl olmayan adamlar kalsın deseydim? Aha dedim işte.
-Valla sokak boşaldı şimdi!
-Bir sürü adem ve bir Havva, ben. Çok işim olacak demek, ama üzerime düşeni yapacağım.
-Sıkılırsın yahu! Akıllı insanlar kalsın demeyi düşünmedin mi hiç?
-Bir dakka! Sen neden kaybolmadın?
-Kıl olmadığımdan demek aslında. Ben de şimdi emin oldum…
-O zamannn: Dünyada sırf akıllı ve güzel insanlar kalsın sadece.
-Geri zekalı! Kendini kaybetti. Bir kez daha sevişseydik salak kadın... Neyse ne yapalım. Bir güzel kadın bulabilir miyim acaba şimdi. Sırf memesi güzel olsa da olur.
Salı, Eylül 13, 2022
KENDİNE ÜSTTEN BAKAN ADAM
Lanet kelimesini ilk duyduğumda başımdakinin bu olduğunu sandım, oysa çok da büyük bir zararı dokunmuyor bana. Süpermen’i seyrettiğimde bendeki bir yetenek mi acaba dedim, ama bir yarar da elleşmiyor. Görünmez Adam filmi de canımı sıkmıştı; dünyada ne dertler var… Kimseye söylememeyi küçüklükten beri akıl etmiştim Allahtan. İlk talk-show izlediğimde bunu sahnede ciddi ciddi anlatsam çok gülerler diye düşünmüştüm ama başka da komiklik gelmemişti aklıma.
Bedenimi dışardan görememek neyse de yüzümü hiç görmedim. Kadınların gözbebeklerinde bile. Neyse ki onlar gördüklerinden memnunlar. Saf saf bakışlarımdan her halde, hâlâ bir çocuk gibi.
Kısalt diyorum hep berbere. Ne diyim.
Hadi aynalar neyse de, fotoğraflarda nasıl çıkmadığımı hiç açıklayamıyorum. Tabii yine sadece kendi gözlerimde. İyi çıkmışsın dediklerinde fotoğraftan çıkmışım diyorum…
Hayalet desen değilim.
Hayalimi gördüm bir gün rüyamda. Aklımdakini aynen yaşadım yani, fantezimi. Ölüyorum ve aynalarda var oluyorum. Önce mutluluk sonra kabus. Yaklaşıp yüzüme bakacakken birisi çığlık atıyor. Yanında olmayan birini aynada, camlarda görmek korku filmi ancak… Hep saklanmak zorunda kalıyorum.
-Kendini bil!
-Tamam, şunun gibiyim!
-Kendin gibi ol!
-Tepeden baktığım gibiyim. Oldum mu!
Tepede yalnızım, diye dalga geçiyorum. Kendimle. Gülemiyorum. Ya da gülüyorum. Bilmiyorum.
Gözlerimde bir kusur yok. Beynimde ne var…
Düşünüyorum öyleyse varım, demek kolay.
Pazar, Eylül 11, 2022
IT
Cuma, Eylül 09, 2022
FEDAKÂRLILIK
O SENİN BÜYÜKBABA PARADOKSUN DEĞİL YAVRUM
Gençliğine gidip büyükbabanı öldürüyorsun, ne baban doğuyor, ne sen doğuyorsun, ne de hayatta yeni bir şey oluyor.
Bense ne kadar denediysem başaramıyorum bunu.
Çarşamba, Eylül 07, 2022
SONRAKİ ZAR
-Bir yerde kötü gelir.
-Daha sonraki zar iyi geliyor.
-O da kötü gelirse?
-Aşkta kazanıyorsun.
-O kadar iyi gelmez her şey.
-Tanrı geliyor; en son zar.
-Darısı başıma!
-Yardımcı olacak mısın?
-Neden ki, şans hep senden yana.
-Zarları korumak lazım.
Salı, Eylül 06, 2022
İKİNCİ
Yarışmanın ikinci günü bu ilgiyle başladı. Ve biraz hayal kırıklığıyla: “Diğer yarışmacılar görmemiş mi beni?”
Sonradan bunun için diyecekti, ancak ikinci olabilirim, diye; böylece daha fazla gelişebileceğim umudunu taşırım. Tabii hiç kimse birinci seçilemeyecekti. O taht onun olmak için bekleyecek.
Becerilerin sergilendiği gün hiç hareket etmedi parmakları haricinde. Yazdığı aforizmalar aksiyondan vurucuydu. Yapay Zekanın taramasıyla bunların o an yazarken çıktığı anlaşıldı, bildik şeyler değil yeni keşifler, icatlardı, umut veriyordu, gelecekten.
Yemek kültürü, ev ve tuvalet alışkanlıkları, temizlik, kibarlık, sosyallik ve karşı cinse davranışlar, nasıl seviştiği gibi konularda da pasifti, İkinci. Ama diğer yarışmacıların kafalarında başka biri var gibi seviştikleri, başka plan var gibi yedikleri ve saireden açıkça anlaşılıyordu. En iyi performanslarını sergileseler de önemi yoktu. O, dünyaya gelmişti.
Son gün, zar atıldı. Tasdik edildi. Ne isterse atıyordu. Sen ne istersen de atıyordu.
Sürpriz olmayan sonuçlar açıklandığında son gösterisini yaptı: Öldü ve dirildi.
İkinci kalmaktaki ısrarı delinemedi.
(Diğerlerinin adlarını tüm insanlık tarihi biliyor, o yüzden vermek istemiyorum. Zaten kendileri de istemedi.)
ZOR ZAR
-En son zor.
-En zor son.
-Ne diyonuz siz ya!
-Tanrıyı konuşuyorduk…
-Koydunuz mu bari!
-Ne koyduk mu?
-Tanı?
-Tanrı diyorum, tanrı. En zar zar.
-Bitiş ile Bitişik, ne kadar bir bitiş gibi bitişik.
-Hadi ben kaçtım.
-Ölmeden dönme.
VENÜZ
Pazartesi, Eylül 05, 2022
BAŞKA DÜNYANIN KÖTÜLERİ
Siz denediğimiz üçüncü dünyasınız. Oturun oturduğunuz yerde.
Sizde bizden iyi insanlar var. Onları koruyacağız. Bu, geri çağrılmak için tek şansımız. Aynı zamanda burda istenmememize de yol açabilir. Geldiğimiz dünyadaki gibi bir düzen kurulursa biz, bazılarımız, yine de yetersiz kalabiliriz. Ama başka çaremiz yok.
İşimiz zor, ama bu.
Pazar, Eylül 04, 2022
SALDIRIYA UĞRADIM
Dedim nerde yapacaktınız.
Şaşkınlar. Planlıyorduk daha.
Peki dedim, nasıl öldürecektiniz. Ruh ölümsüzdür.
Ölüp dirilebilir. Hemen olacağını sanmıyoruz. Arada da biz fayda sağlarız.
Ünlü falan olursunuz.
Öyle şeyler işte. Para, kadınlar.
Ya tersine işlerse. Nefret ederlerse sizden.
O da bir ün. Hele kadınlar.
Peki dedim, geldim.
Onu soracaktık, neden geldiniz.
Uğradım işte. Ya meraktan, ya taraktan… Ama siz kadınlardan hoşlanıyorsunuz. Ordan yırtarım.
Gülen birisine nasıl saldırı düzenleyelim!
Düzensiz yapın. Yapmadığınız şey sanki. Bomba falan olmasın ama. Şu makineli güzel. Beynime falan mı sıksam yoksa. Denemediğim bir bu kalmıştı. Saldırınızı engellemiş olmazsam.
Şu anda… zaten…
Buzdolabında peynir var mı?
BİR İNSANIN BAŞINA DAHA İYİ NE GELEBİLİR?
GÜZEL RUH 3
-Tam bana göre iş
-Tam tam
-Tam tam derken
-İlkel insan davulları gibi yani, yer altından notalar.
Sinirliyim. Aforizma yazamadım. Bu yukardaki idare eder. Yazarları okurken kendimi serserilerin, arakçıların, sizi hemen bıçaklayacak tiplerin, sevgilinize asılacakların arasında hissediyorum. Politikacıların ayaklarını yıkayacaksınız demem duyulsun diye bile sadece ünlü olmak isterdim. Allah belanızı versin, ki vermiş zaten, Allah yazdıklarınızı bozsun. Annelerinizle telefonda konuşayım.
GÜZEL RUH 2
Yanılıyordu tabii. İnsana ait yeni bir şey söylenemez, çünkü yoktur.
Hepiniz Milan yazıyorsunuz. Boş.
(Acaba ahlaka aykırı olduğunuzdan mı! Girmiyorum.)
Cumartesi, Eylül 03, 2022
İKİZİM
İkiyüzlüdür. Üçüzmüşüz gibi davranır. Üçüncü bir kişiyi hep arkasına almaya çalışır.
Çevresini genişletir. Tanıştırmaz; tanışırlar, taraf değiştirirler. Siz hangisisiniz, demeler biter. Sen deyin derim. Ama onlar zaten benle konuşuyorlardır. Çevresini daraltır.
Ne eksik gördün de doğdun derim ona. Ne eksik gördün de yazıyorsun, demişti de, karakter, demiştim.
Ölmüşe ve ermişe çare yok der… Üçüzmüşüz. Doğarken ölmüş üçüzümüz. İkizim öldürmüş onu.
Çıkarken fark etmedim. Ağladığımda fark ettim, içerde huzurluyken. O çıkacaktı bu çıktı. İçerde boğdu ve doğdu. Dışardaydım, engel olamadım. Ölmekten beter etti beni doğmakla.
Atsan atılmaz affetsen affedilmez, satsan satılır. Beni sat, ama parasını ben yerim der.
Ruhumun diğer yarısıdır; çürük yarısı.
O bizim dengemizdi. Hakemimizdi. Aramızdaki Ve idi. Sıfırımızdı. Pozitif ve Negatif olarak ne birleşebilir ne ayrılabiliriz artık. Çıkamayız, çıkaramayız birbirimizi birbirimizden.
O yüzden karşıtlıkları sevmem. Esas karşıtlık Pozitif ve Sıfır arasındakidir. Yani öyle idi, olması gerekirdi. Cehennem yakarsa cennetin dondurması gerekirdi yoksa değil mi… Oysa cennette hava bahardır. Ve orda Adem ile Lilith yaşarlar, Havva değil. Havva, Adem ile doğru karşıtlık oluşturan Lilith’i kıskanarak boğmuştur. Sonra da altına yatmıştır Adem’in, özür ve acındırma ve zevk için. Yoksa bugüne kadar mutlu mesut gelmiş olurlardı değil mi… Ama böyle bir şey yok.
Gerçek ikizimizi, sahte ikizimiz öldürdü; ruh eşimizi. Tarihi de onlar yazdı. Kazananlar yazar diyerek suçu da başkasına attı…
Ben hepiniz, siz tek, diyerek.