Cumartesi, Eylül 03, 2022

İKİZİM

İkiyüzlüdür. Üçüzmüşüz gibi davranır. Üçüncü bir kişiyi hep arkasına almaya çalışır. 

Çevresini genişletir. Tanıştırmaz; tanışırlar, taraf değiştirirler. Siz hangisisiniz, demeler biter. Sen deyin derim. Ama onlar zaten benle konuşuyorlardır. Çevresini daraltır.

Ne eksik gördün de doğdun derim ona. Ne eksik gördün de yazıyorsun, demişti de, karakter, demiştim.

Ölmüşe ve ermişe çare yok der… Üçüzmüşüz. Doğarken ölmüş üçüzümüz. İkizim öldürmüş onu.

Çıkarken fark etmedim. Ağladığımda fark ettim, içerde huzurluyken. O çıkacaktı bu çıktı. İçerde boğdu ve doğdu. Dışardaydım, engel olamadım. Ölmekten beter etti beni doğmakla.

Atsan atılmaz affetsen affedilmez, satsan satılır. Beni sat, ama parasını ben yerim der.

Ruhumun diğer yarısıdır; çürük yarısı.

O bizim dengemizdi. Hakemimizdi. Aramızdaki Ve idi. Sıfırımızdı. Pozitif ve Negatif olarak ne birleşebilir ne ayrılabiliriz artık. Çıkamayız, çıkaramayız birbirimizi birbirimizden.

O yüzden karşıtlıkları sevmem. Esas karşıtlık Pozitif ve Sıfır arasındakidir. Yani öyle idi, olması gerekirdi. Cehennem yakarsa cennetin dondurması gerekirdi yoksa değil mi… Oysa cennette hava bahardır. Ve orda Adem ile Lilith yaşarlar, Havva değil. Havva, Adem ile doğru karşıtlık oluşturan Lilith’i kıskanarak boğmuştur. Sonra da altına yatmıştır Adem’in, özür ve acındırma ve zevk için. Yoksa bugüne kadar mutlu mesut gelmiş olurlardı değil mi… Ama böyle bir şey yok.

Gerçek ikizimizi, sahte ikizimiz öldürdü; ruh eşimizi. Tarihi de onlar yazdı. Kazananlar yazar diyerek suçu da başkasına attı…

Ben hepiniz, siz tek, diyerek.

Hiç yorum yok: