“-Ev, Kadınlar, Seks. üçlemenin en çok ilgi gören, okunan, üzerine çok konuşulan metni. Üçlemede ön plana çıkmasını, çok okunmasını neye bağlıyorsunuz? Son derece eril ve narsistik olmasına rağmen ilişkilere ve bir evliliğe dair eksiksiz bir metin okumamız olabilir mi buna sebep?
-Evet, olabilir. Bence ‘diğer tarafın’, kadının, yani Marie-Thérèse’nin bakış açısını okuyorsunuz. Çünkü adam bir narsist olarak tanınıyor. Bence Ev, Kadınlar, Seks.’in başarısı da bir erkeğin birinci şahıs anlatıcısının bakış açısıyla yazılmış, neredeyse hiç kadın metni olmamasından kaynaklanıyor.
-Bir kadın yazar olarak muhteşem anlatılmış, eksiksiz tespitlerle yazılmış bir erkek monologu koyuyorsunuz önümüze. Şunu merak ediyorum; neden karşılığında bir Marie Thérèse monoloğu okumuyoruz? Bunu o kadar çok arzuladım ki, okuyamamak bir tür hayal kırıklığı yarattı diyebilirim.
-Marie-Thérèse’nin monoloğunu okuduğunuzu varsayıyorum, çünkü erkek monoloğunda diğer bakış açısını kadının tarafından ‘okuyorsunuz’. Bu muhtemelen erkek okuyucular için genellikle geçerli değildir. Ev, Kadınlar, Seks.’ten yaptığım okumalardan birinde, bir adamın hayalet yazar olarak gerçek hikâyesini yazdığıma inanan bir adam vardı. Bu arada, vurguladığı gibi, kendisininkiyle tamamen aynıydı. Hiçbir öz-yansıması ve öz-irritasyonu da yoktu. Benim için süreç tam tersiydi. Başlangıçta Marie-Thérèse’nin bakış açısından bir roman yazmak istedim ve sonra onun sürekli Franz hakkında şikâyet edip ‘sızlanacağını’ düşündüm. Bu yüzden bakış açılarını tersine çevirdim. Bu şekilde, Franz artık şikâyet ediyor ve Marie-Thérèse kendini bu baskıdan kurtarmış oluyor.”
........
Muhtemelen erkek kendini aşağıladığı için seviyor kadın okurlar metni. Kadın kendini aşağılasaydı sevmeyeceklerdi. Diyelim bir Murat Sohtorik monologu yazsaydı kadın yazar:
1. Beceremeyecekti. Muhtemelen çoğunluğu oluşturan erkeklerden birini yazmış olmalı. Tipik birini değil, benim gibi. Çoğunluk tipik olmayabilir, bozulmuş ve tipiklikten uzaklaşmıştır mesela çoğunluk.
2. Becerdi diyelim... Kadınlar asla sevmeyecekti. Belki birkaç kuşak sonra. Çünkü kuşaklar tipik olmayabilir, bozulmuş ve tipiklikten uzaklaşmıştır mesela çoğu kuşak.
Salı, Nisan 29, 2025
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder