Cuma, Eylül 07, 2007

"Sis"lerin içinden ca'anım, koşarak koşarak...

“Sanırım ben onu çoktan arıyordum. Ben onu arıya durayım, işte o kendisi çıkageldi karşıma. Bir keşif değil mi bu? Bir insan aradığı bir şeyle karşılaşırsa bu, o şeyin, bu arayışı hissederek o insana doğru ilerlemesi, gelmesi değil midir? Amerika, Columbus’u aramış olamaz mı? Sakın, Eugenia beni aramak için görünmüş olmasın?” (Unamuno : Sis)


Keşfedilmeyi beklemez gerçek bir kadın...
Çünkü bilir ki, beklerse, Amerika gibi, keşfeden Ameriga Vespucci olduğu ve ona adını verdiği halde, herkes Kristof Kolomb'u anacaktır, ona Hindistan’mış gibi davranan birini...
Gerçekte bir kadın, kendine davranılmasını istediği şekilde davranılmasını sağlayandır...
Erkeklerden üstün yanı, yani.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

çok güzel yazmışsınız , kadınlar hakkında düşüncelerinizi tebrik ederim kadın dünyasına bir erkek gözüyle bakıp doğru tanımları kullanmak çok güzel...

Murat Sohtorik dedi ki...

Teşekkür ederim. İsimsiz de olsa birisinin okuduğunu bilmek güzel...

Adsız dedi ki...

Ilk okudugumda, amerika ve kadinlar birbirine ne guzel baglanmis dedim.
Ama sonra dusununce o aksam:

Amerika kitasinin, Colomb ile anilmasi, sadece Vespucci’nin icinin yandigi bir durumdur.

Bir kadin bir erkek tarafından kesfedilmisse, erkegin yapmasi gereken tek sey kadina dogru kosmaktir. Eger erkek oyalanacak olursa, durum Colomb ve Vespucci hikayesine doner.
Yani metindeki baglantidan bir kadinin degil, bir erkegin kendine ders cikarmasi gerekir.

Kesfedilmeye deger, ancak kesfedilmek icin beklememesi gereken bir kadin varsa eger, kesfetme eylemi en az iki ogenin (kadin ve erkek) bulunmasi gereken bir eylem oldugundan, o kadinin kesfedilmesinden soz etmek de artik mumkun olamaz. Kesfedilmeyi beklemeyen bir sey icin bir kesif oykusunden soz edilemez.

Ayrica evrende ismi konamadan patlamis yildizlarin, dunyada kesfedilmeden turu tukenmis canlilarin ve degeri anlasilmadan olmus kadin ve erkeklerin kesfedilme-me oykulerini tartisabiliriz, ama gercekliklerini tartisamayiz.

Bir kadini gercek yapan esaslar, metinde sozu gecen ozellikler degildir.
Karsi fikrim olmayip metindeki sonuna kadar katildigim en gercek fikir:
Bir insan aradığı bir şeyle karşılaşırsa bu, o şeyin, bu arayışı hissederek o insana doğru ilerlemesi, gelmesi değil midir?

Sayin Sohtorik, yazdiginizla bana bunlari dusundurme sansi verdiniz, tesekkur ederim…
SiNeM

Murat Sohtorik dedi ki...

Geçenlerde bir reklamcılık forumunda sanırım gençten biri şöyle yazmıştı, aynen alıntılıyorum:
“reklamcılık bir savaş ve bu savaşta markaların savaşıysa savaşta her yol mübahtır. Ama o ince doz çizgisini ayarlamak suretiyle...”

Her yol mubah mı, yoksa bir “ince doz çizgisi” var mı?
Bir kişinin iki zıt görüşte olamayacağını düşünüyoruz ve cümlelerinin tutarlılığından değil ama gidişatlarından ikinci görüşte olduğunu anlıyoruz.

Senin için de aynı şeyi düşündüm Sinem. Çünkü:
“Bir kadın bir erkek tarafından keşfedilmişse, erkeğin yapması gereken tek şey kadına doğru koşmaktır.” dedikten birkaç santim sonra kesinlikle katıldığın görüşü tekrarlıyorsun:
“Bir insan aradığı bir şeyle karşılaşırsa bu, o şeyin, bu arayışı hissederek o insana doğru ilerlemesi, gelmesi değil midir?”

Ben ilk cümleyle ifade ettiğin görüşte olduğunu sanıyorum, dediğim gibi, cümlelerinin tutarlılığından değil ama gidişatlarından.

Öyle mi…

Öyleyse sen benim cümlelerime katılmıyor ve Unamuno’nunkine katılıyor oluyorsun. Ama Zaten Unamuno ile ben Amerika-Kolomb örneklerine başka açılardan yaklaşsak da aynı görüşteyiz.

Nasıl oluyor?

Demişsin ki: “Amerika kitasinin, Colomb ile anilmasi, sadece Vespucci’nin icinin yandigi bir durumdur.“

Neden? Ya Amerika hiç üzülmemiş midir, diye soruyorum ben. Kızılderililerinin arkasından, doğasına uygun yaşayan, onu seven, kollayan ama sahip çıkmayan “sakinlerinin” arkasından da mı üzülmemiştir?

Peki Vespucci’nin içi yandıysa neden yanmıştır? Amerika kıtasına mı yanmıştır içi, yoksa senin deyiminle oyalandığından kaybettiğine mi? İkincisiyse bunun Amerika ile ne ilgisi vardır? İki erkek bir kadın için yarışırken, bunun kadınla ne ilgisi vardır…

Bunun anne versiyonu hikayeyi hatırlarsın: İki kadın bir bebeğin kendilerinin olduğunu iddia ederler, Hz’lerden biri bölün o zamana ortadan, paylaşın der. Tekinin hemen hakkından feragat ettiğini görünce de gerçek anneyi bulmuş olur.

Vespucci’nin içi hakkından feragat eden bu gerçek anne gibi yandıysa, bence bir kadın da Amerika gibi pasif kaldığına yanmalıdır.

Şu tespit bence can alıcıdır: Kadın sahip olunmayı sever, erkek de kadına sahip olmayı, evet, ama böylece erkek kendini erkek gibi değil baba gibi hisseder ve hep dışarılarda erkek gibi hissettirecek başka bir kadını arar… Benim o gerçek dediğim kadını…

Sevgili Sinem, düşüncelerini tam olarak anlarsam ben de üzerlerinde daha derinlemesine düşünebilirim…

Adsız dedi ki...

isimsiz olan kişi sizin imajınıza hiç yakışmayan bir uslüpla yazıştığınız kişidir...
ve ne yazıktırki sizin yazılarınızı okumak ve okutmak isterken sizden küfürlü kelimeler duymak bizi derinden sarsmıştır heleki bir kadına :) kadın hk yazdığınız bu kadar övgü dolu sözlerden sonra yazıkk çok yazıkkkkkkkkk...

Murat Sohtorik dedi ki...

İşte sayın okuyanlar.
Bu dünyanın en büyük sorunlarından biri.
Birisine siz yazarsınız benden iyi bilirsiniz dedikten sonra onun dediklerine inanmayan bir insan türü.
Ben yazarım, gerçekten de bir eczacıdan, bir halka ilişkilerciden, yazan birinden, herhangi başka bir meslekte çalışandan tabii ki daha iyi bilirim, çünkü o kişi haftanın en az 5 günü 9-6 çalışırken ben bunları düşünüyorum.
O kişi hayatın içinde bir iş yapar, yani bütünün sadece bir parçasını yaşarken, ben hayatın üstünde yaşıyorum, yani bütünün tamamını görmeye çalışıyorum.

Küfürlü konuşma!!
Üstelik bir bayana...

İşte sayın okuyucu, ırkçı bir insan. Bunu anlamayacak, bir küfür olarak niyelendirecekse de ben açıklamaya çalışayım.

Bir beyaza, bir hristiyana, bir amerikalıya ya da ingilize, bir babaya böyle davranılmaz!!!
Şu yukarıdakiler nasıl ırkçılıksa, bir bayana böyle davranılmaz, demek de aynen bunlar çeşidinden bir ırkçılıktır.
Hayatımda kimseye kadın ya da adam olduğu için farklı davranmadım.
Mesela kimseye yaşlı ya da genç olduğu için de farklı davranmadım...

Bunu üstelik bir kadın söylüyorsa, işte o asla gerçek bir kadın değildir.
Bir erkek ırkçılık yapabilir, erkektir, savaş çıkaran bir ırka mensuptur.
Ama bir kadın ırkçılık yapıyorsa, ben o kadının anaçlığını yerin dibine batırırım, ve ona insan bile olamamış bir yaratık gibi davranırım.

KAdınlar hakkında ya da başka her hangi bir şey hakkında övgü dolu sözler de yazmadım, yazmam, yazamam.
Hayatımda asla ne hakaret ederim ne de övgü dizerim.
Ben bir yazarım, ben tespit ederim...

Kadın üstün ırktır, zaaflarından arınmayan bir kadın, bir erkekten defalarca daha çirkinliği ortaya dökülmesi gereken bir yaratıktır.

Bir kadını çocuk doğurmaya asla indirgemem. Bir kadın, anaçlığıyla bu dünyayı günlük hayat faşizminden kurtaracak yaratıktır. Yani bir kadının anaçlığını sadece çocukları için seferber etmesinden daha egoistçe bir şey yoktur. Zaten, çocuklarına da doğru dürüst bakamaz bu tür kadın.
İşte kötü tohumlarını hayatın her alanında görüyoruz.

Ben onlardan değilim, ve kanımın, terimin ve sözcüklerimin son damlasına kadar da savaşacağım onlarla, bu anlayışla...

İmajım budur, başka bir şey de değildir...

Bana bundan başka bir imaj yapıştırmak isteyen kendi bilir.

Ama bir de çıkıp karşıma konuşmaya cüret ederse, dediğim gibi, bir faşiste nasıl davranılırsa, öyle davranılmayı hak eder.

Kadınmış, erkekmiş... PÖH...

Murat Sohtorik dedi ki...

Son yazdığım romandaki bazı bölümler, şiddet üzerine dünya çapında araştırma yapmış bir bayan arkadaşım tarafından “dünyanın her yerinde kadına ve çocuğa yönelik şiddet örnekleri araştırmaları var, bunun dışındaki şiddet örnekleri, örneğin senin romanındaki gibi sözel, duygusal şiddet araştırıldığında çok daha başka yerlere gidilecektir.” diye yorumlanmıştı. Bir kadına, tüm kadınlara benle konuşurken çok dikkat etmelerini boşuna önermiyorum.

Unknown dedi ki...

lütfen gülümse ve sakin olmaya çalış:0)
üstümüze alınmadan okumayı kişiliğimize yöneltip, yaralarımızı deşifre edip gocunmadan okuyabilmeli ve yorumlamalıyız...birisine saldırdığını veya küfürü algılayamadım ..bendemi problem var...

Murat Sohtorik dedi ki...

Merak etme, sende bir problem yok. İsimsiz arkadaş ilgili konudaki fikirlerimi aktarmama vesile oldu, o kadar.