“X filozofu okudum ama tam anlayamadım.”
“Y filozofu okumak için zorladım kendimi.”
Bunlar normal, okumuş, belki biraz ya da epeyce de zeki ve entelektüel insan lafları…
Böyle diyenlere, özellikle belli bir yetersizlik hissi ve aşağılık kompleksiyle bunları söyleyenlere; felsefe eğitimi görmüş, hatta profesör olmuş ya da sıkı bir okur olan yazarların söyleyişlerini yetiştiririm hemen:
“X filozofu anlayabildiğim kadarıyla…..”
“Y filozofun çetrefil metnine benim yorumum…..”
“Z filozofun orda kastettiği, bence…..”
Bunun en son örneğini geçen hafta Pazar günü (23 Aralık 2007) Milliyet Pazar ekinde yakaladım. Hepsinden daha ilginçti…
Efsanevi felsefeci olarak bilindiği söylenen Prof. Dr. İoanna Kuçuradi:
“Gündelik hayatta felsefenin boş laf kalabalığı olarak nitelenmesinin (“felsefe yapma”) nedeni biraz da anlaşılmaz bir dille konuşan yazan felsefeciler. Bir şeyi anlaşılmaz bir dille söylediklerinde felsefe yaptıklarını sanıyorlar. Oysa çok daha yalın bir dille de söyleyebilirsiniz.”
Ama bu cümlelerden birkaç santim aşağıda:
“Mesela Etik kitabımın çok zor olduğunu söylüyorlar ama ben aynı konuyu ders verirken çok yalın bir dille anlatabiliyorum. Başka filozofları anlatırken de bunu yapıyorum. Örneğin, Kant’ın Kesin Buyruğunu anlattığımda, bu muydu hocam? diyorlar…”
Bağışladığım bazı kitaplar için beni bağışlayın, kimsenin akıl sağlığına kastetmek istememiştim…
Perşembe, Aralık 27, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder