Cumartesi, Mart 01, 2008

Hayatla beni



(20’li Yaşlarına Gelmeden Çocuğumu Asla Sokmayacağım Pasajlar 2)



“Dışarıya baktığımda daha baştan her yanda tartışma, çelişki, öfke, iftira, ve kötüleme görürüm. Gözümü içeri çevirdiğimde, kuşku ve bilgisizlikten başka birşey bulamam. Tüm dünya bana karşı çıkmak ve beni çürütmek için elbirliği yapar; ama öyle zayıfım ki, tüm görüşlerimin başkalaırnın onaylarıyla desteklenmedikleri zaman gevşeyip kendiliklerinden düştüklerini duyarım. Her adımı duraksayarak atarım, ve her yeni düşünce beni uslamlamamda bir yanılgı ve saçmalık korkusuna düşürür.” (David Hume)

İnsanın bu kadar yanlış yaşayıp tarihe geçmesi...
Önemli bir filozof olması.

Önemli bir filozof sayılması, diyelim.
Tüm güçsüzlükleri dengeleyen bir güç!
Başarı olarak bile nitelenebilir.
Onun başarısı mı peki, felsefeci adamın yani?

Peki.

Her yerde hayatın mükemmelliğini görüyorum ben, ne çare!
Bunu unuttuğumda yapıyorum hataları!


“Hüznümüzünüz” geçiyormuş bir şiirinde Hilmi Yavuz’un…

“Birbirimiziniz” koymuştum
bir öykümün adını.

Bir kadını anlatır, kadınla beni.

Ama aslında, hayatla beni.

Hayatla beni.

Hiç yorum yok: