Pazar, Şubat 22, 2009

Loğusa

-Efendim şimdi elimdeki dava karısını loğusayken terk eden bir adamla ilgili.

-Bunun davası mı olur Avukat Bey, suçla aynı türden bir ceza yazıverin işte.

-Ama şu var efendim: Kadının sicili temiz değil. Daha önceki hayatında bir adama lanet etmiş.

-Ne diye?

-Karısını loğusayken terk etti diye.

-Bak sen. Tam İlahi Adalet Mahkemesi’nin konusu. Peki adam masum muymuş?

-Evet efendim, hem de melek kadar! Karısını, önceki hayatındaki bir günahından dolayı cezalandırmak üzere dünyaya gönderilmiş bir melekmiş adam.

-Ve bu kadın bir meleğe lanet etmiş! Büyük suç.

-Kadının suçunun cezasını çekmesini ve adamı hiçbir kötülükle cezalandırmamayı teklif ediyorum. Zaten adam insanlar tarafından epeyce suçlandı, tüm yaşamı boyunca da suçlanacak.

-Karısını terk etme nedeni neydi?

-Evliliğe zorlamak için hamile kalması.

-Adam güçlü birisi mi, yaptığından emin mi?

-Pek değil. Bazen vicdanı sızlıyor. Kendinden emin ama insanların hareketlerinden emin değil.

-Vah zavallı. Onu daha da yalnız bırakabilirler. Biz yalnız bırakmayalım. Ondaki özbilinci ve kendine güveni daha da güçlü ortaya çıkaralım, bir olayla.

-Ben de bunu önereceğim ama çekiniyorum. Sonuçta diğer insanlara kötü örnek olmaz mı? Onların gözünde büyük bir günahkar; ama toplum dışına itilmişliği haricinde hiçbir ceza çekmiyor.

-İnsanlar için bu en büyük ceza değil mi, yani yalnızlık?

-Evet ama sanatçı falan da olabilir adam. O zaman sevilir ve tüm yaptığına rağmen sayılır da.

-Biraz fazla insan gibi düşünmüyor muyuz ne dersin Avukat Bey? Sonuçta ilahi adalet için çalışmamız yeterli. Bunun insanlar tarafından anlaşılamıyor olması insanların sorunu.

-Doğru buyurdunuz efendim.

-Adama sanatçılık vermek iyi fikir. Kötülükle boğuşarak, üstelik bizzat insanlar tarafından kötülük olarak nitelendirilen bir şey yapmış biri olarak belki hayatın adaletine biraz yaklaşabilir. En azından diğer taraftan bakar da olaylara, kötülüğü bilmeden etmeden aşağılayan insanlara bir ders olur bu.

15 yorum:

Adsız dedi ki...

buna da yorum yazmicam istee :))diyecektim amaa öyle bi meseleye el attiniz kii ,bunu yapan kadin sayisini tam bilmiyorum ama sikca duyduguma göre demekki bi hayli var,bir kadin olarak bu sucu(bence hayata, insana karsi islenen büyük suclardan biri )isleyen kadini erkek logusayken terketmemeli,dogduktan sonra bebegi alip öyle gitmeli, ve kadina ceza verilmeli diyorum,insan bu kadar alcalabilir ancak,cünkü hem sadece sevgiye aska dogmasi gereken bir varligi kullanim amacli dogurmak hemde bir insanin yasamini mecburiyetlere mahkum ederek bu dünya da da cehennemi yasatmak gibi iki sucu birden isliyor,sonuc:kendi bencil igrenc amacina ulasmak icin 1-kadinlik gibi yüce bir seyi ayaklar altina aliyor,2- iki hayati birden karartiyor, cocugunkini ve erkeginkini..

Adsız dedi ki...

hikayenin kadinla ilgili kismi hakkinda yazdim düsüncelerimi ama adama sanatcilik vermekle onu kurtarmismi yoksa batirmis mi olduklari hakkinda pek emin olamadim ilahi mahkemenin:))yahu benim bildigim gercek sanatcilarin cogunun durumu hep vahim olmustur yasadiklari dönemde:)cogunun önemi öldükten sonra anlasilmis oldugundan gec gelen adalet adalet olamamistir:))siz buna baska bir son düsünün bence sayin yazar:)

Murat Sohtorik dedi ki...

Sanatçı anlaşılamamış derken hep sanatçıyı anlamamış 3. kişilerden falan bahsedilir; sanatçı 1. kişiyse siz de 2. kişisiniz, 3. kişiye atmayın topu...

Adsız dedi ki...

peki efendim:) ama ben önceki dönemlerde anlasilamamis düsünür ve sanatcilardan sözediyordum,misal :sizin degerinizi biliyorum:)

Adsız dedi ki...

öZEL MESAJ:issiz ada ile basladim yazilariniza yorum yapma cesaretini göstermeye, cesaret diyorum cünkü bu sizin alaniniz densizlik etmekten korkarim,issiz ada da yaptigim yoruma imzanizi attiginizi görünce de hem sok oldum hem de onur duydum ))son 2 yazida da icimden gelenleri yazdim ve google da resimlerinize bakayim derken su özel bilgilerinizin oldugu sayfayi gördüm hem ürktüm hemde cok mutlu oldum cünkü bu sizinle konusma mutlulugunu tattirdi bana))siz cok degerlisiniz Murat Bey benim icin, ama sunu bilin bu bir ilan-i ask degildir:)hayatim bir düzene, aklim ise selime ))kavustuysa sizi okumaya borclu oldugumdan bunu yaziyorum,sizinle aslinda tanismistik daha önce ,cok kötü bir kavga ile biten bir kisa görüsmemiz olmustu ve cok agir hakaretler isitmistim sizden nerdeyse bunalima girecektim ben bunlari haketmek icin ne yaptim diye düsünürken, su adami bir arastirayim dedim ve okumaya , izlemeye basladim buda benim kendimi yeniden sorgulama sürecimin baslangici oldu ve cok sey degisti hayatimda daha dogrusu aslinda icimde var olan size benzeyen bir yanin hayatimin komuta merkezine gecmesine ön ayak oldunuz, bu yüzden size ömür boyu minnettar kalacagim.bunu yazmak cok zordu benim icin ama bir Murat Sohtorik okuyucusunun farkli davranmasi beklenemez, el-mecbur))numaram sizde var dün yazdigim msji silmediyseniz bir sey söylemek isterseniz msj yazabilirsiniz.saygilarimla.(bu gercekten saygiyi hakettiginiz icin)

Murat Sohtorik dedi ki...

Ne tür bir tartışma olduğunu yazarsanız, birkaç ayrıntı verirseniz mesela, buradan sizi de aydınlatırım o "çok ağır hakaretler" konusunda. En az 100 tane öyle konuşma ya da tartışma yaşamışımdır, belki 500, sadece 1 tanesinde özellikle hakaret denilebilecek şey söyledim, karşı tarafın tepkisini merak ettiğimden (hepsiyle aynı tarz konuşmaktan sıkılmıştım), ilginçtir, çok kibar davranmıştı, diğerlerinden daha olgundu demek hakaret dediğiniz şeyleri hak ettiğini düşünme konusunda...

Ve eğer hak ediyorsa biri, belki de hakaret değildir, ne dersiniz...

Diğerlerinde ise sizin dediğiniz gibi hakaret etmekle suçlandım; aldırmadım; kendisine karşı olduğunuzda, sizin de cümlenizin başında dediğiniz gibi burasını kendi blogu sandığında, kendisi hakaret edip benden uyarı aldığında, kadın olduğu için ona özel davranılmasını nedense beklediğinde (üstün ırk mı ki?), ve buna benzer durumlarda benim hakaret ettiğimi düşünebiliyorlar. Düşünce diyemeyeceğim tabii; his; hem de yanlış his...

Cidden bekliyorum sizinkini, hatırlatmanızı, belki kitabıma aldıklarımdan birisidir...

Ha, bu durum benim için özel değildir, tam tersi herkese ilan etmek isterim: Bu dünyadaki kadınların yüzde sekseninden daha kadınım; ve bu dünyadaki erkeklerin yüzde doksan dokuzundan daha fazla anlar ve severim onları...

Yoksa siz, başkalarının iltifat olarak değerlendireceği şu yıkarıdaki olumlu lafları etmezdiniz...

Bu konu ayrı bir konu bile olabilir; bir sonraki kitaba girecek bir konu muhtemelen...

Ve o kitap gelecek zaman kipiyle yazılmış bir ütopya olmaz bakarsınız...

Adsız dedi ki...

size konu sikintisi ceken yazar deme gafletinde bulunmustum beni sinirlendiren bir konuda israr etmenizden dolayi,cidden büyük bir halt yemekti bu ve dersimi almakta gecikmemistim ama o zaman alinacak dersten ziyade hayatimda ilk kez yedigim küfürlerle mesguldü kafam,cok sonralari anlayabildim diyebilirim ne yaptigimi ve neden yaptigimi.sununla bitireyim:baskalarinin iltifat kabul edebilecegi seyler demissiniz yazdiklarim icin iltifat yalanin süslüsüdür,yalan borcum da yok, ihtiyacim da hakkinizda düsündüklerim de ,yazdiklarim da gercektir ,saygilar.

Murat Sohtorik dedi ki...

Küfürleri de bir açabilir miyiz... İlk kez yediğiniz...

Adsız dedi ki...

kesinlikle yazamam buraya özür...))

Adsız dedi ki...

tekrarlayamam ne yazili nede sözlü unutun bu kismi))

Murat Sohtorik dedi ki...

Eh işte kadın şiddeti...

Meydanının ortasında bir kadın adama tokat atıyor. Herkesin ortak düşüncesi: Kimbilir adam ne dedi kadına, da bu kadar sinirlendi kadın...

Meydanın ortasında bu sefer bir adam kadına tokat atıyor. Herkesin düşüncesi: Adama bak kadını dövüyor.

Okuyan herkes benim kabalığımdan emin; neye karşı yaptığım, erkek olduğumdan, önemli değil, biz erkeklerin kibar değil gurursuz olmasını bekliyor çoğu kadın; salon beyefendisi!!! Hele kadınlar bu kadar kabalaşmışken...

Kızdığımdan değil, onu da açıklayayım da, siz mesela, kabalık etmiştim hakettim demiyorsunuz...

Adsız dedi ki...

evet benim yaptigim kabalasmaktan öte birseydi,haddini bilememek kabalikla aciklanmayacak kadar kötüdür,kabalik hafif kalir,siz hala iyi davraniyorsunuz tesekkür ederim.ve o küfürleri degil belki ama o hakli öfkeyi kesinlikle haketmistim.gec de olsa icten bir özür diliyorum kabul edin lütfen.iyi geceler.

Adsız dedi ki...

Güzel bir yazı, insana söz hakkı tanımıyor bir bayan olarak. Zaten anlatılan olayda da kadının hiç bir savunulacak tarafıda yok tabi...
Sadece çabuk sonuca bağlanmış sanki, biraz daha uzun mu olsaydı, metin. Aaaa bitti dedim hemencecik. Çabucacak sanatçı yapılarak cezalandırılmış:)
Sizden birde bayanların dünyasını incelediğiniz bir yazı istesek haddimi aşar mıyım. Hadi açıkca söyleyeyim kadınları haklı bulduğunuz olayları anlatan yazı. Biraz değişikliğe ne dersiniz... Şaşırtın bizi:) İyi akşmlar.

Murat Sohtorik dedi ki...

Samurayların hepsi öldürülür, hem de satılmış korkak eski samuraylarında arasında olduğu japonlar tarafından, kardeşleri tarafından; samurayların lideriyle bir samuray gibi savaşarak ölen amerikalıya sorar, karaktersiz imparator, son samurayın, ustasının, nasıl öldüğünü, bana nasıl öldüğünü anlatın der amerikalıya...

Size nasıl yaşadığını anlatacağım der amerikalı...


Günümüz kadını kendini istediği gibi öldüremez; eğer ben nasıl yaşadığını böyle anlatırsam...


Beni sert bir baba gibi görün; sorumluluk hisseden bir abi gibi; aşkı falan boşverin, gerçekten önemseyen bir sevgili gibi...

En doğrusu, en iyi öğrencisine hatasından kızıp ceza veren bir hoca gibi...

Sizi başka tarzda hiçbir erkek kurtaramaz...

Erkek egemenliğinde yaşamaya devam edersiniz çünkü; en kötü şekilde hem de; erkeksileşmiş bir şekilde...

Samuraysınız siz samuray kalın:)))

Adsız dedi ki...

Selamlar,
Samuray filmi güzel bir örnek,
"Size nasıl yaşadığınızı anlatacağım cümlesi" özellikle…..,

Hiçbir kadının erkeksileşmek isteyeceğini düşünmüyorum aslında. Burada neden erkeksileşiyor acaba sorusu geliyor insanın aklına. Onada bakmak gerek. Yaşama karşı durma gerekliliği o yöne kaydırıyor olabilir. Bu zorunluluk bile gerektirebilir. Kentli ve taşralı kadınların farklılıklarını düşündüm bir anda. Az bucuk taşralı, dahası taşrada yaşayan yakınlarımın varlığından olsa gerek bu düşünüş. Kentte yaşayanlar çok farklı olmak zorunda kalıyor bazı durumlarda. Buda haliyle duygularını ve davranışlarını gerçekten değiştiriyor. Ama yazıda bahsettiğiniz kadın gerçekten hiçbir yere ait olmamalı.