Hamilesin. Hamile kaldın dün gece. Giderek akıllandığını hissediyorsun. İyi bir insan oluyorsun. Olabileceğin kadar olacaksın. Olabileceğin kadar mutlu… Çocuğun doğunca o da. 24 saat bitince ayrılacağız ve içinde gelen yere git. Kötülük sana dokunamaz. Hasta hiç olmayacaksın. Kaza geçirmen mümkün değil hissedeceksin. Para sorunun olmayacak. Herkes sana yardım edecek. İstediğin evi iste alacaklar sana. Para iste verecekler, öyle al istersen istediklerini. Marketteki kasiyer kendi hesabından ödeyecek. Zaten o da, kasiyer ya da sana ev alan, para veren zengin de olabileceği en iyi, en zeki insan olacak senden sona. Yayılacak bu bulunduğun çevreye. Tüm dünyaya yayılacak. Bir yıl boyunca her gün seviştiğim kadınlarla. Dünyanın ne güzel kadınları.
Evet başkaları da var. Her biriniz kendi alanınızı belirleyip orada yaşayacaksınız, bir süre sonra zaten tüm dünya sizin alanınız olacak. 365 Havva’nın. Ve çocuklarınızın.
Böylece olan şu: Kötülük köşeye sıkışıyor. Seyreliyor. Bir nokta haline geliyor. Ama yok olmuyor. (Bana mı öyle geliyor?) Kötü bir şey olacağını hissediyorum. Hepimiz hissediyoruz. (Siz de hissedecek misiniz?) Ve oluyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Ve başka bir dünyada uyanıyorum. Bu kaçıncı bilmiyorum. Her yeni dünyada geçen seferlerde de bunu araştırdım mı bilmiyorum, ama burada araştıracağım, diye düşünüyorum…
Belki de o, kötülük değildir. Zirvedir. Herkes nasıl en iyi haline gelince orada duruyorsa, dünya da en iyi haline gelince duruyordur orada. Sadece durmaktır. Bir nokta dediğim belki de cümlenin, metnin son noktasıdır. Patlayıp yayılmasından, her şeyi bozmasından korkuyorum ama belki de sadece yok oluyordur. Yok. Belki de kötü hissetmemeliyim. Belki de kötülük budur.
Sevişmek mi istiyorsun ayrılmadan, çapkın.
Çarşamba, Temmuz 20, 2022
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder