İlk 100 sayfa vasattı.
Sonraki 50 sayfa ilginç bir şiir(imsi)den oluşuyordu.
İlk 100’ün sıkıcılığına tepkiyle okusam da fena değildi, ironi-kara mizah dedikleri şeyi burada yapıyordu işte.
Ama ilk 100 sayfada basit espriler!
Hani “ooo biz onları üniversitede yaptık bitirdik” dediğimiz türden, Amerikan esprisi dediklerimizden, bir edebiyat eserine yakışmıyordu. (Belki o kadar basit-vasat yaparak, bu vasatlığı yeriyordu da ben anlamadım!)
Sonraki 100 sayfa şiirimsinin apayrantılı bir açıklamasıydı, tek başına bölük pörçük konulu metinler ilginç olabilse de bütün içindeki yeri neydi?
Bıraktım, bağışlanacak kitaplar bölümüne.
250 sayfadan sonrasına birkaç gün sonra bir daha döndüm ve bitireyim yahu şunu dedim, çünkü John Fowles bu yazıyı yazmaya beni zorlayacaktı görünen o ki. ‘Büyücü’nün son sözü hayatımda okuduğum en gerekli son sözlerden biriydi. Fowles burada kitabını gereksiz ayrıntılarla fazlaca yorduğu, konuyu fazlaca dağıttığı vs gibi eleştirilere katıldığını söyleyerek özeleştiri yapıyordu, ki on yıldan fazla bir zaman sonra gözden geçirdiği basımının çevirisiydi okuduğum.
Tutunamayanlara da böyle bir son söz eklenemez miydi, ben bilemezdim, çünkü 250’den sonra kitaba devam etme çabam yine işe yaramamıştı. (İlk seferi de seneler önceydi. 10 senede bir deniyorum demek ki ben.)
Kısa Çöp’teki parantez içleri için konudan fazla koparıyor diyenlere ama ben öyle istiyorum demiş, sonradan pişman olurusun diye ekleyenlere de, ben bu konuda da başka yazarlara benzemem, zamanla görürsünüz, demiştim… Anlamamışlardır. Olsun, bir yazar kayda geçsin diye konuşur.
Daha sonraları yazdığım romanımı yazmaya oturmak için Celine okurdum, geveze-dedikoducu bir adamın bu harika zırvalamaları, konudan konuya atlamaları arayıp da bulduğum şeydi romanımın dilinde, parantez içleri yaramış, yarasın.
Yazdıklarımdan şüpheye düştüğümde başka bir yazarı açar okurum ve endişelenecek hiçbir şey olmadığını anlarım, demiş Bukovs2…
Yeni başladığım romandaki bir bölüme böylece şunlardan birini koyacağım ad diye:
“Tutunamayanlara tutunamayan”
“Tutunamayanlara tutunamayan beyan”
“Tutunabilen”
“Tutunulamayan” da olabilir.
Perşembe, Ocak 24, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder