Pazartesi, Mart 28, 2022

YAŞLI

Canetti’nin denemelerini okuyorum. İnsanın taşrası ve Saatin Gizli Yüreği…

Üçüncü kez okuyorum, hayret; yaşlanıyorum diyeceğim ama yaşlanmıyorum, hoş etraf bu kadar yaşlı doluyken buna nasıl karar verebilirim… (Adorno’nun Minima Moralia’sı da çöpe gitti, gençlik hatası!)

Diyor ki: “Bütün cümlelerin en korkuncu: Birinin "zamanında" öldüğünü söylemek.”

Bizdeki laf: Her ölüm erken ölümdür.

Allahın tokadını bu kadar zamanında, erken ya da zaman ötesi hak eden bir ruh var mıdır diye düşünürüm hep, her bir ünlü öldüğünde tekrarlanınca. Canetti de bu ruhsuzluğa dahil imiş; kayıt olsun geçsin gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi.

Yazmama ama, ikinci düşüncesi neden oldu:

“Mahşer gününde her kitle mezarından tek bir canlı ortaya çıkacak. Ve Tanrı, sıkıyorsa bu canlıyı yargılasın!”

Benim bunu okumama ramak kala aldığım notsa şu:

“TEKTİP

Tanrı teknolojiye tapıyor. Çünkü O Ulu Teknoloji (High-Hatta-Huge Tech) insanları aynılaştırıyor; farklı farklı günahlarından dolayı ayrı cezalar vermekten yorulmayacak. Tek millet, tek bayrak, tek cehennem.”

Hiç yorum yok: