Cumartesi, Temmuz 07, 2007

Basılmamış romanımdan bölümler 1

Sadomazoşist bir hayat yaşanıyordu. Hem de sandığım gibi sadece yatakta değil, sokakta, işte, her yerde. Acıtma ve acı çekme, hükmetme ve boyun eğme ilişkisi cinsellikte oluşmuyor, sosyalliğimizde oluşuyordu. Çıplakken değil sadece, giyinikken. Cinsel hale getirerek katlanılır kılıyorduk sadece… Acıt tatlım diyorduk yatakta, ama dışarıda saklıyorduk acıtılma isteğimizi. Düzmekten zevk alıyorduk yatakta, ama kaba bir insan değilimdir diyorduk dışarıda, kibar davrandığımız yalanını söylüyorduk. Hakkını vererek sevişemediğimiz için mi sokaklarda iş yerlerinde giriyorduk birbirimize, inceden inceye, erkek kadın fark etmeden…
Banaysa yatak haricinde hiçbir yerde zevk vermiyordu sadomazoşizm.

Tolstoy’un bu işi çözdüğünü düşünmüştüm bir an: Anna Karenina’da şöyle düşündürtüyordu Levin’e: “Karısına yanlış düşündüğünü kanıtlayacak değil, onu avutacak sözcükler bulmaya çalışarak konuşmaya başladı. Böylesine haksız bir suçlamanın altında kalmak acıydı, ama kendini temize çıkarıp ona acı çektirmek daha kötüydü.”
Barışıyorlardı Levin ve Kiti.
“Kiti kendi suçunu anlayınca –ama bunu belli etmemişti kocasına- Levin’e karşı daha bir sevecen davranmaya başladı...”
Ama sonra yine kavgalar ediyorlardı...
Böyle devam ediyordu… Kadının hırçınlığına adam hep katlanıyor ama kadın adamın ne kadar olgun ve sevgi dolu davrandığını gördüğünde, kendi hırçınlığını ve gereksiz suçlamalarını fark ettiğinde susuyordu sadece, adamdan özür dilemiyordu.

Gerçek hayatında Tolstoy, karısını, artık yeter, diye terk ediyordu hayatının son günü… Hayatının son gününde terk etmiyordu tabii, terk ettiği için hayatının son günleri oluyordu; bir tren istasyonunda donarak ölüyordu Tolstoy…

Hiç yorum yok: