Pazar, Ekim 08, 2023

CSY: CİHANGİR

Yıllar önce. Eve yatak geldi. İçeri aldık getiren adamla. Yatak odasına. Ben dış kapıyı kapatmak için salona çıktığımda karşımda yabancı bir adam! Girmiş, yürümüş, başını, belini uzatmış, odalara, mutfağa bakıyor. Siz kimsiniz, hayrola falan mı dedim hatırlamıyorum, ama gözlerim fal taşı. Komşuyum momşuyum diye döndü, elini kolunu sallaya sallaya çıktı gitti. Kıyafetlerini hatırlıyorum; köylü dersin...

Bunu hatırlamama geçenlerde sebep olan adamın kıyafetleri ama canti, hala geçerli bir zamanların modası, bahsetsem cihangir-beyoğlu hattında herkes tanır. Hatta bilinen şairlerden biri ile buluştu da dün yan masamda, köylülükle alakası görünmüyor yani; köylü görünmez adam... Mimarların, ressamların adını bilir, sıradan sayar, Türk olanlarla Gezi’ye bile çıkmışlığı vardır; Atatürk ayırmasın... Edebiyat anlatır; bana! Yani anlatırdı.

Olay da şu, küçücük, sinek kadar: Canti masasından kalktı, elemanı geçti. Servis için konulmuş masaların çekmecelerini açıp kapıyor. Karıştırıyor elemanlara özel bölümde çekmeceleri. Eleman şaşkın bakınca şunu bunu arıyorum diye geveledi...

Sonra da aklıma bakın ne geldi; bu canti sinekle yıllar önce bizi tanıştıran eski sevgilim, karşılaşıyoruz hep dediğimde, ha o yavşakla mı diye bahsederdi bundan gülerek...

Hiç yorum yok: