Dört sıfırdan altı dört yaptı diyor. Dört buçuktun neredeyse diyorum.
Zar döndü… Hem de nasıl döndü. Sen döndürdün. Âşık mı sana zarlar?
Hey yavrum kemik diye gülüyorum.
Gerçekten, diyor. Başlayayım dedin ve başladın, zarları tavladın.
Sevgilisine dönüyor. Beş yapmıştım neredeyse, bir zar, bir zar attı, sonra da hepsini attı.
Zarlar geldi diyorum.
Nasıl geldi diyor sevgilisi.
Boşalırsın ya öyle işte diyor kız sevgilisine anlamsız anlamsız bakarak.
Hadi diyor sonra bana, bir el daha, sadece bir el.
Niye ki diyor sevgilisi.
Ben de gelicem diyor.
Kuruyor tavlayı tekrar. Sana gelicem diyor bana, evine. Sevgilisi bir toparlanıyor, gitseydik.
Atıyor zarları. Hep yek.
Tüm pullarını ben kırayım diye açıyor. Ben de kırıyorum. Gerçekten de benim evime toplanıyor, toplanıyoruz.
Düello değil, diyor, düet. Ortağınım. Müttefik. Bira söylesene bize Tevfik.
Dışarda hiç pul yok, hepsi benim evimde. Toplamaya başlıyorum.
Cennet gibi diyor. Kendi isteğimle kırıla kırıla geldim. Dışarı çıkmak istemiyorum.
Ama zar atman lazım.
Atıyor, bir pulunu dışarı çıkıyor. Ben toplarken o da küçük küçük zarlarla teker teker istemeye istemeye dışarda.
Benim zarımı da tavladın diyor.
Toplanmamış az pulum kaldığında kırıyor beni. Baştan gel, diyor; ve dışardaki pullarımı tekrar evine sok.
Öyle yapıyorum. Son pulumu topladığımda, dışarda hiç pulu yok. Güzel gözüküyor.
Mükemmel diyor; sen cennette, ben senin evinde.
Sen benim evimde, ben cennette.
Yeni bir oyun keşfettik. Cennet tavlası. Mavla. Rakip yok, kaybetmek yok.
Mevla diyorum gülerek. Sevgilin nerde.
Bira alalım diyor.
Perşembe, Ocak 13, 2022
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder